Strict Standards: Redefining already defined constructor for class ftp_base in /home/emreguze/domains/emreguzer.com/public_html/wp-content/plugins/wordpress-automatic-upgrade/lib/ftp_class.php on line 56

Strict Standards: Redefining already defined constructor for class ftp in /home/emreguze/domains/emreguzer.com/public_html/wp-content/plugins/wordpress-automatic-upgrade/lib/ftp_class_sockets.php on line 8
BKM | Emre Güzer

Covid-19 döneminde kartlı ödemelere ilişkin analiz, biraz fintech biraz da girişimcilik.

Tarihimiz boyunca birçok örneği olmasına rağmen tüm Dünya’nın hazırlıksız yakalandığı Covid-19 karantinası boyunca Türkiye’de kartlı ödemelere ilişkin BKM tarafından yayınlanan verilere bir göz atmakta fayda var. Bu arada belirtmekte fayda var. Ben bu döneme karantina dönemi yerine bu musibetten insanoğlunun bir sürü güzel şeyler çıkarmasını sağlayabilecek “kuluçka dönemi” demeyi tercih ediyorum.

BKM’nin paylaştığı rakamlara çok kısa göz atar atmaz insanların bu durumu Mart’ın son haftası ile birlikte “yeni normal” olarak kanıksaması dikkat çekiyor. Nisan ayı buna biraz daha ışık tutacak tabi ama bunu anlayabilmek için sadece BKM raporlarına bakmaya gerek yok. Hemen hepimiz bu duruma çok çabuk adapte olabildik değil mi? Türkiye’de iş yapmanın bizlere kazandırdığı en güçlü kasımızadaptasyon ve hayatta kalma becerisinden başka bir şey değil bu. Bu yeteneklerimiz özellikle global iş yapan girişimler ve profesyoneller tarafından emin olun hızlı bir şekilde fark yaratıyor dışarıda. Dışarıda iş yapmadığımız için genelde ne kadar güçlü olduğunu bilmediğimiz kaslar bunlar. Bu yeteneklerinizi keskinleştirip küçük denemeler yapmayı ihmal etmeyin.

Yıllardır Türkiye’nin finansal teknolojiler anlamında yakın coğrafya hatta ABD’den daha ileride olduğunu bu bağlamda bankalarımızın en inovatif, dünya’da ilk vb onlarca ödül topladığını bilmeyeniniz kalmadı. Bazı çok güçlü kaslar belli başlı diğer kasların çalışmamaktan müteakip zayıflamasına sebebiyet verse de gerçekten parmakla gösterilecek bir bankacılık sistemine ve altyapısına sahibiz. Fintech’lerimizin de Merkez Bankası desteği ile hayatımıza girecek olan “açık bankacılık” buna müteakip yeni nesil finansal girişimler ile finansal okur-yazarlığı da arttırıp bireylerin kalkınmasına da destek olabilecek altyapılar üzerinde çalıştığını biliyoruz. Hatırlayın bu kadar gelişmiş teknolojiye rağmen bu dönemde emekli, yaşını almış insanların banka şubeleri önünde sıra olmasının önüne geçemedik. Teknolojiyi uçtan uca kusursuz/pürüzsüz süreçler ile kullanıcılar ile buluşturabilmemiz gerekiyor. Bunu nasıl çözeceğiz? Yeni nesil süreçler ile zira teknoloji artık myth değil!

Tam bu noktada önce temassız ödemelerin değişimine hızlıca bakmakta fayda var. Daha önceleri nakite karşı açılan savaş Corona ile birlikte kartlı ödemeleri de temassıza doğru evirmeye başladı. Bu mobil cihazlarla yapılan QR’lı ödemelerin ve/veya temassız ödemelerin hayatımıza girişini hızlandıracak başka bir deyişle kartların fiziksel olarak ortadan kaybolmasını 3-5 yıl kadar hızlandırabilecek bir gelişme. Yıllardır çok büyük yatırımlar yaptığımız temassız ödemeler geçen yıl Mart ayına göre neredeyse 3 kat büyümüş. 2,5 milyon kartın ilk kez temassız ödemelerde kullanılması dönüşümün de ne kadar hızlandığını kanıtlar nitelikte.

No alt text provided for this image

Şüphesiz internet üzerinden kartlı ödemeler pazarı büyümeye devam ediyor. Bu büyümenin en az 5 yıl daha yavaşlamasını öngörmüyorum. Zira gelişmiş ülkelerin gerisinde olmanın da getirdiği bir potansiyel büyüme hızı bu. Geçtiğimiz yıl Mart ayına göre %19’luk bir büyüme var. Genelde yıllık ortalama %30-35’in üzerinde kapatırız kartlı ödemelerde büyümeyi ki bu Dünya üzerinden en hızlı büyüyen ilk birkaç ülkeden birisi yapar Türkiye’yi. Girişimler için kısa bir not, bu sektörde iş yapıyorsanız minimum Pazar büyümesi x 2 hedeflemeniz gerekiyor. Pazarın kendisinin %30’lar civarında büyüdüğü bir noktada daha azına razı olmayın. 3 milyondan fazla kartın internet üzerinden ilk kez kullanılması ilerleyen dönemde b2c ve pazaryerleri de 1,5 milyon civarında yeni kullanıcıya kucak açacak demek. Bu insanların kim olduğunu iyi analiz edenler daha önce dokunabilecekler bu gruba.

Dijital ödemeler toplam kartlı ödemeler içerisinde %19’a gelmiş, bu rakam 200 milyar TL’nin üzerindeki yıllık dijital ödemeler toplamından hesaplanır. Bunun detayına indiğimizde B2C ve pazaryeri ödemelerinin tatil vb ile birlikte 50 milyar TL olduğunu öngörüyoruz. Bu da rakamsal olarak toplam ciro içerisinde bu kategorilerin payını %4’ler seviyesine çeker ki büyümek için ne kadar daha uzun bir yolumuz olduğunu görebiliriz buradan zira gelişmiş ülkelerde bu oran %11’lerin üzerine çıktı.

No alt text provided for this image

Yukarıda da belirttiğim gibi yeni nesil teknolojiler daha da önemlisi yeni nesil regülasyonların desteği ile bizler gibi Finansal teknoloji girişimlerinin önünde koşulacak uzun bir yol var. Örneğin; kartlı ödeme sistemlerine alternatif ödeme yöntemleri, bankacılık sistemlerine erişeyemeyen insanlara hızlı hesap açma, hatta kredi verebilme yeteneği. Pazaryerlerinde satış yapan fakat bu gibi durumlarda satışı düşen işletmelere, KOBI’lere farklı çözümler sadece fintech’lerimizi değil aynı zamanda dokunduğu hemen herkesi kalkındırıyor olacak. Dolayısıyla ülkelerin gündeminde bankacılık dışı finansal servisleri kalkındırmak önemli bir yer tutuyor olacak bundan sonra.

Genele baktığımızda 2020 yılının ilk yarısı özellikle işletmelerimizin sırasıyla insan, teknoloji ve altyapı açıklarını kapattıkları, ikinci yarısı ile birlikte bir sürü farklı fırsata uyandıkları hatta işlerinin tamamını ve/vaya bir kısmını pivot ettikleri bir döneme hazırlıyor bizleri. Bu yüzden kuluçka dönemi demeyi tercih ediyorum bu döneme. Bu değişimi sadece işler anlamında sınırlamamak lazım, insanlık açısından da iyi yönde öngördüğüm bazı köklü değişimler var ki o başka bir konu.

Bu dönemle ilgili uzmanlar yazıp çiziyor zaten, ek olarak kısaca şunu önerebilirim girişimcilerimize; Bunların kapısını tekrar çalın.

  • Daha önce büyük fırsat gördüğünüz fakat sizinle işbirliği yapmak istemeyen kurumlar
  • Sizinle çalışmak istemeyen, müşteriniz olmak istemeyen işletmeler
  • Ekibinize katılmayı çok sıcak karşılamayan çalışanlar (sırf yöneticisinin bu dönemdeki tavrı yüzünden bile iş arıyor olabilir)
  • Biz bunu zaten kendimiz yaparız diyen banka ve telecom operatörleri

Aldığınız cevaplara şaşırabilirsiniz. Sağlıcakla kalın.

BKM’ye bu detaylı çalışmasından dolayı teşekkür ederim. Raporun tamamını buradan indirebilirsiniz.

Neden Sanal POS Alamıyorum?

Lidio‘nun tam da ihtiyacınıza yönelik servislerini hemen inceleyin.

Fiziksel pos cihazları gibi, Sanal POS’larda bankaların komisyon gelirleri elde ettikleri ürün ve hizmetlerin bir araya gelmesinden oluşur.  Çok kısaca bankaların komisyon karı elde etmesine rağmen neden her Sanal POS başvurusunu onaylayamadığına değineceğim. Kar edebilecekleri ürünleri herkese satmamalarının bir nedeni olmalı değil mi?

Öncelikle; Charge-back kurallarını okumanızı öneririm… Kısaca; bankaların uymak zorunda oldukları ve kart sahibi kuruluşlara ait kurallar derki; alışveriş esnasında, kartın fiziksel olarak ortamda bulunmadığı “Card Not Present” işlemlerde, kart sahibi, “bu işlemi ben yapmadım” itiraz kodu ile bankasına ulaşırsa; kart sahibi haklıdır… Bir diğer itiraz kodu da “bu ürün veya hizmeti alamadım” şeklindedir. İnternet üzerinden sipariş ettiğiniz bir ürünün elinize ulaşmaması olarak düşünebilirsiniz.

Chip&Pin’e geçişle birlikte, fiziksel dünyada yaşanan fraud’un çok büyük bir bölümü online ortama taşınmış ve üye işyerleri ile birlikte işyerlerine kefil olan şubelerin riskleri artmıştır. Özellikle 2007-2008 yıllarında batan, kötü niyetle üye işyerini kapatıp giden birçok Sanal işyerinin yaşadığı tüm charge-back’ler şubeleri tarafından karşılanmıştır. Kart sahibi tarafından charge-back başvurusu geldiğinde; üye işyeri ile bir takım evraklar paylaşılır ve delilleri kart sahibi bankaya göndermesi istenir. Eğer üye işyeri faaliyetine devam etmiyorsa veya hesaplarında ilgili meblağların karşılığı yoksa; tüm tutarı bağlı bulunduğu şubesi ödemek zorundadır.

İşte bu yüzdendir ki, bir firmaya düşük valörlü (3 gün, 5 gün vb.) Sanal POS hizmetini tanımlamak, limitsiz kredi tanımlamak ile eşdeğerdir. Kart sahibinin charge-back başvuru hakkının 4 ay olduğunu düşünürseniz riskin ne kadar büyüyebileceğini de görmüş olursunuz.

Mevcut durumda “bu işlemi ben yapmadım” itirazının önüne geçebilmenin tek yolu, 3D Secure ürünün Full Secure yönteminin üye işyeri tarafında uygulanması, 3D Full Secure gerçekleşen işlemler için; “ürün hizmeti almadım” itiraz hakkı devam etse de üye işyeri ve şube tarafından kolay kanıtlanabilir bir olgudur bu.  Bu yüzden bankaların birçok sektörde 3D Secure ürününü zorunlu tuttuğunu görürsünüz.  Örnek olarak; Charge-back riski yüksek olan, domain-hosting satışları, arkadaşlık siteleri, kontör ve altın satışını verebilirim.

Diğer taraftan bankaların daha kolay Sanal POS vermeye yönelik çalışmaları var. Her ne olursa olsun bağlı bulundukları kart sahibi kuruluş kurallarını unutmamak gerekiyor.

BKM E-Ticaret Eğitimi

Uzunca bir aradan sonra, BKM’nin banka çalışanları için düzenlediği eğitimlerde Garanti Ödeme Sistemleri olarak E-Ticaret eğitimleri vermeye başladık, bankaların ilgili birimlerinden yaklaşık 70 kişinin katıldığı ilk eğitimi verme fırsatını yakaladım. Oldukça keyifli geçen bu etkinlik için BKM yetkililerine tekrar teşekkür ediyorum.

Etkinlik boyunca;

  • Türkiye’de ve Dünya’da E-Ticaret,

  • E-Ticaret Bileşenleri (Sanal POS, Güvenli Ödeme Sayfası, Toplu Tahsilat Sistemi, 3D Secure, Güvenlik, vb.)

  • Web 2.0

  • Yeni Nesil İnternet & Ekonomi

  • E-Ticaret’te Niş Dönemi

  • Ödeme Sistemleri’ gibi konulara değindik

Yaklaşık 3 saat süren sunum boyunca, Garanti Ödeme Sistemleri bünyesinde geliştirilen ve E-Ticaret hacmini artırmaya yönelik projelerden de bahsettik, Projeleriniz ile bankalara gittiğinizde daha kolay anlaşılabiliyor olmanız önemli, bu eğitimlerle birlikte E-Ticaret için neler yapılabilirin yanı sıra bunu da sağlamaya çalışacağız…