ETID Organizasyonu, PayPal ve Türkiye’den Birkaç Bilgi

Geçtiğimiz günlerde Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği (ETID) tarafından PayPal’ın katkılarıyla düzenlenen, dolu dolu Elektronik Ticaret’in konuşulduğu bir organizasyona katılma fırsatı yakaladım. Sektörden hemen herkesi bir araya getiren organizasyon, katılımcı profili ve içerik açısından değerlendirdiğimizde; bu konuyla ilgili daha önce düzenlenen birçok organizasyonun bir level üzerindeydi diyebilirim.  Emeği geçen tüm partileri kutlamak lazım.

Türkiye’ye girmekte geç kaldığını düşündüğüm PayPal’ın daha önce de benzer bir organizasyona sponsor olması, Elektronik Ticaret pastasını büyütmek için şimdiden çalışmalara başladığının göstergesi, özellikle dijital içerik ve online oyunlarda, Sanal POS alamayan işyerlerinde hızlı bir şekilde kendilerine pazar edineceklerdir diye düşünüyorum.

PayPal yetkililerinin özellikle ödeme sistemleri konusunda Dünya’dan örnekler verdiği oturumda tahmin edileceği üzere mobil ödemenin önemi üzerinde duruldu. Bu konuda PayPal Platform ve Entegrasyon Direktörü’nün aşağıda paylaştığı rakamlar önemli. (Rakamlar için sevgili Mahir Erkan’a teşekkür ederim)

2009 yılında dünyadaki mobil ticaret hacmi 105 milyar USD iken, 2012 yılında 437 milyar USD olacak.

Bu sürede alt kırılımlardaki değişikliğin şöyle olma

sı bekleniyor:
– Dijital içerik ticaret hacmi 24 milyar USD’den 115 milyar USD’ye çıkacak.
– Fiziksel malların ticaret hacmi 30 milyar USD’den 237 milyar USD’ye çıkacak.
– Dokundurmalı / Vurdurmalı ödemelerin hacmi 46 milyar USD’den 115 milyar USD’ye çıkacak.

PayPal’ın Avrupa pazarında %9, Amerika pazarında ise; %12’lik bir pazar payına sahip olduğu biliniyordu. Oturumlarda bu oranın biraz daha artmış olduğunu öğrendik. MasterCard’ın araştırmasına göre Türkiye’de henüz PayPal kullanımı %1 seviyelerinde (Türkiye’de ki taksit kültürü, yüksek fiyatlar, havale/eft problemleri vb.)

Ödeme sistemleri konusunda yenilikleri dinlerken, Türkiye’de kullanılan altyapılar, ödeme ve doğrulama yöntemlerinin bir kez daha birçok Avrupa ülkesinden ileride olduğunu görme imkanı yakaladık. Amerika’da ise durum biraz daha farklı; 1960’lı yıllarda kartlı ödeme sistemlerini kullanmaya başlayan Amerika’nın yenilikleri adaptasyonu özellikle fiziksel dünya için oldukça zor ve maliyetli. Halen chip’li kredi kartlarını (EMV) kullanılamıyor olmaları da bunun en belirgin örneği olsa gerek. Diğer taraftan taleple birlikte özellikle mobil ödemelerde ciddi fırsatlar ve ürünler olduğunu da belirtmekte fayda var. Türkiye’nin 90’lı yıllar ile birlikte kartlı ödeme sistemlerine yatırım yaptığı düşünüldüğünde, kullanılan yeni teknolojileri de anlamlandırmış oluyoruz.

Türkiye mobil ödemenin neresinde diye soracak olursanız; 2011 yılı içerisinde mobil cihazlar üzerinden yapılacak ödemelerde yeni bir ürüne ihtiyaç duyulacağını düşünmüyorum. (NFC’yi dışarıda tutarak, online Dünya için) Sektörün yükünü çeken birçok büyük B2C’nin halen mobil versiyonlarının bulunmadığını biliyoruz. Bu konuyla ilgili gelen küçük taleplerde henüz bir yatırım için yeterli gözükmüyor.

Diğer taraftan PayPal yetkililerinin Kartlı ödeme opsiyonunun yavaşlığına değindiği oturumda; Proje takımında yer aldığım BonusPay’in ne denli doğru bir yatırım olduğunu gördüm. (Ekipten olduğum için söylemiyorum, tanıyanlar bilir)

Bilmeyenler için; kısaca BonusPay’den bahsetmek gerekirse; cep telefonu numarası ile BonusPay’e üye web sitelerinden, kredi kartı bilgisi vermeden alışveriş yapmaya olanak sağlayan güvenli ödeme yöntemi olarak tanımlayabiliriz. Şimdilik altında 3 kırılımı barındıran platforma yakın zamanda kartsız ödemenin de entegre edileceğini söylemekte fayda var.

BonusPay ödeme argümanları

  1. Kredi Kartı
  2. Debit Kart
  3. Vadesiz Hesap
  4. ———–
  5. ———–
  6. ———–

BonusPay hakkında detaylı bilgi için; burayı ziyaret edebilirsiniz

Bu ve benzeri oturumların artması dileğiyle!

Elektronik Ticaret’in Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı

13 Ocak’ta TBB‘de düzenlenecek olan muhtemel son toplantı öncesi tasarının getirdiklerine bir bakalım. Yapılan toplantılar ilgili komisyonun herhangi bir görüş isteyebilecek olmasına karşın ön hazırlık olarak yapılıyor. Herhangi bir görüş alınmadan tasarının onaylanması da mümkün gözüküyor.

Toplantının ardından notlarımı derleyip, yazmaya çalışacağım.

Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı, elektronik ticaret yapan firmalar kadar, reklam, pazarlama ve bilgilendirme faaliyetlerinde e-posta, SMS gibi elektronik iletileri kullanan tüm firmaları etkileyecek düzenlemeler içeriyor.

“Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı” 2009 yılı sonunda çeşitli kurum ve kuruluşların görüşüne sunuldu. Bu tasarı ile Avrupa Birliği’nin 2000/31 sayılı Elektronik Ticaret Direktifine uyum sağlanması amaçlanıyor. Avrupa Birliği E-Ticaret Direktifi, bilgi toplumu alanında hizmet verenlerin tâbi olacakları hükümleri ve sorumlulukların yanısıra, elektronik ortamda yapılacak sözleşme, iletiler, bilgilendirmeler ve kurallara ilişkin yükümlülükleri belirlemekte.

Kanun tasarısında, elektronik ticarete ilişkin ana ilkeler düzenlenmiş, diğer kanunlarda düzenlenen alanlara iki istisna haricinde değinilmemiş durumda. Bunlardan ilki, elektronik ticarete güvenin sağlanması ve dolayısı ile yaygınlaşabilmesi için, elektronik ortamda şeffaflık ve erişilebilirliğin sağlanması yaklaşımı ve bununla ilgili olarak öngörülen yükümlülükler. Bu yükümlülükler arasında; elektronik hizmetin alıcısının satın alacağı mal ya da hizmeti tanıyabilmesi, onu yanıltabilecek bilgilerin önüne geçilmesi, sözleşmenin sonradan erişilebilir kılınması ve hataların sonradan düzeltilmesine imkan verilmesi gibi konular yer almakta.

Yasalaşması beklenen yeni tasarıya göre, elektronik ortamda işlem yapacak olan kişiler, bir internet sitesinin kime ait olduğunu, firma iletişim bilgilerini, bu sitede nasıl işlem yapılacağını görebilmeli.  Sözleşme metni, bu sözleşmeye daha sonra ne şekilde ulaşılabileceği bilgileri kullanıcılar ile açıkça paylaşılmalı. Diğer taraftan, elektronik ortamda yapılan iş, belirli bir meslek grubunu işaret ediyorsa (doktorlar, eczacılar gibi) ve bu meslek mensuplarının uymakla yükümlü olduğu birtakım davranış kuralları varsa, bu tür etik kurallara nereden ulaşılacağı sorusunun cevabına da web sitesi üserinden erişilebilir olmalı.

Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısında yer alan ikinci önemli alan ise istenmeyen (spam) e-posta ve SMS gönderilerine ilişkin. Bir e-posta listesine üye olmadan ya da izni ve haberi olmadan bir kişiye gönderilen elektronik iletiye “spam” denir. Yasanın genel gerekçesinde Türkiye’nin istenmeyen elektronik postaların yayıldığı ülkelerin başında bulunduğu belirtilmiş. E-posta gönderimi için izin alınması konusunda, dünyada belirlenen iki sistem var. Bunlardan ilki önceden izin alma koşuluna dayanan “opt-in”, diğeri ise,  herhangi bir mesajı “bundan sonrası için almayı reddetme hakkı” olarak tanımlanan “opt-out”.  Tasarıda Avrupa Birliği’ne üyelik süreci ve uyum çalışmaları göz önüne alınarak istek dışı elektronik iletiler ile ilgili bölüm önceden izin alma yöntemine göre hazırlanmış, yani mesajın reddi yerine önceden izin alınması şartı getiriliyor. Buna paralel olarak, herhangi bir andan itibaren bu mesajları almama yolu ve bilgisi de kolay, erişilebilir ve ücretsiz olmalı.

E-posta gönderimindeki tek istisna, tacir ve esnaflara önceden izin alınmaksızın ticari amaçla reklam gönderilebilir olması.

Yeni yasa tasarısına göre, bu maddelere aykırı hareket edenlere uygulanacak idari para cezası 100.000 TL’ye kadar çıkabiliyor. Örneğin tasarı kapsamında değişiklik yapılan Haberleşme Kanunu’nun 50. maddesinin 5. fıkrasına göre; “Abone ve kullanıcılarla, önceden izinleri alınmaksızın otomatik arama makineleri, fakslar, elektronik posta, kısa mesaj gibi elektronik haberleşme vasıtalarının kullanılması suretiyle doğrudan pazarlama, siyasi propaganda veya cinsel içerik iletimi gibi maksatlarla istek dışı haberleşme yapılamaz. Abone ve kullanıcılara, verdikleri izni geri alma hakkı kolay ve ücretsiz bir şekilde sağlanır. Bu maddeye aykırı hareket edenlere 10 bin TL’den 100 bin TL’ye kadar idari para cezası verilir.”

OPT-IN Nedir?

“Opt-in” elektronik iletilerin ilkinde dahi önceden izin alınması yöntemidir.

OPT-OUT Nedir?

Alıcıların ilk elektronik postadan sonra reddetme hakkını kullanmasıdır.

Kanun tasarısının tam metnine aşağıdaki adresten ulaşabilirsiniz.

http://www.kgm.adalet.gov.tr/gg/etic.pdf

Kaynak: eticaret.garanti.com.tr

Artık Daha Kısa

Ahmet Kırtok uzun süredir üzerinde düşünsem de yazmaya fırsat bulamadığım bir konu hakkında kısa ve gayet net bir tespitte bulunmuş;  140 karakter kısıtıyla hayatımıza giren Twitter’ın blog güncelleme frakansını düşürdüğünü,  nispeten daha hızlı ve daha az özenli içerik üretimine ortam hazırladığını biliyoruz.  Makale tadında üretebileceğim birçok içeriği sebebi ne olursa olsun ki başlıcaları üşengeçlik ve zamansızlıktır. Twitter’da,  nispeten daha az faydalanılabilir, erişilebilir bir ortamda paylaştım.  Üretmeme rağmen aradığımda bile ulaşamadığım bir içerikten bahsediyorum!

Yeni neslin iş yapış şekilleri, dikkat eksikliği, aşırı bilgi yüklenmesi  göz önüne aldığında 140 karakter kadar kısa olmasa da 500-600 kelimeyi çokta aşmayacak şekilde daha hızlı tüketilebilecek içerik üretmeyi planlıyorum. Değerli Hocam Uğur Özmen yıllardır başarılı bir şekide yapıyor bunu.

Hesap Açıyorum Öyleyse Varım!

Özellikle satış artırıcı faaliyetlerde bulunmak için; yeni nesil araçlar kullanılmak isteniyor ise; bir kez daha düşünülmeli, satışın artması bir amaç değil, uzun vadede artan müşteri deneyiminin bir sonucu olmalı…

Sosyal Medya uzmanı olmasam da önerim; 30 saniye de açılabilen bu hesapların arkasını doldurup, müşteri deneyimine odaklanılmayacak ise; bu konuda gerek sosyal medyada içerik üreten kullanıcılar gerek kuruluş çalışanları gerekse ilgili birimler olgunlaşana kadar sosyal medya’yı takip etmekle yetinilmeli.

Uzun süredir kullandığım sosyal medya takip aracı Monitera‘nın bloğuna yazdığım yazıdan küçük bir kesiti paylaşıyorum. Devamı; http://blog.monitera.com/2010/05/hesap-aciyorum-oyleyse-varim.html

Yeni Bir Blog: MarketingCircle

Bir önceki yazımda etohum’a değinmişken, etohum toplantılarında tanıma imkanı bulduğum çok değerli meslektaşlarım ile ortak blog yazmaya karar verdik, benden çok daha “Pazarlama Odaklı” olduğunu düşündüğüm bu değerli isimlerin bir araya geldiği bloğa buradan ulaşabilirsiniz.

Marketingcircle’dan bir alıntı;

Bundan böyle Burcu Tüzün, Eren Kumcuoğlu, Murat Kahraman, Özgür Emre Öztürk, Uğur Özmen, Yunus Emre Güzer ve Yüce Zerey olarak ortak bir blogdan konuşacağız…  Bu blogdan deneyimlerimizi, pazarlama üzerine yorumlarımızı, sunumlarımızı, yaşadıklarımızı ve keşfettiklerimizi yani pazarlama üzerine herşeyimizi paylaşacağız.

“Teknolojiden Ne Kadar Faydalanıyorsunuz?” Başlıklı ilk yazıma buradan ulaşabilirsiniz.

Yatırım Yapılabilecek 15 İnternet Girişimcisi Açıklanıyor.

Etohum toplantılarının ayrı bir yeri vardır benim için, katılımcıların büyük bölümünün önümüzdeki 25 yılllık Türkiye internet sektörüne yön verecek insanlar olduğuna inanırım. Katılımcıların ortak amacının paylaşmak, öğrenmek, ders almak ve kilit bağlantılar edinmek olduğunu düşünürüm… Bu samimi ortamda herkes birşeyler öğrenir.

İşim ve ilgi alanlarım ile ilgili takip ettiğim insanlarla sohbet etmek ayrı bir keyiftir benim için. Bu kadar hiperaktif adamı bir araya getirebildiği için; Burak Büyükdemir’e ve ekibine bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.

Henüz etohum toplantılarına katılmamış, girişim kokan bu havayı solumamış olanlarınız varsa; 31 Ocak’ta İTÜ İşletme Fakültesi – Maçka’da görüşelim.

Kurumsal Haberler Artık Daha Kurumsal

İş ve gelir modelini oturtabilmiş, düzenli ve kaliteli içerik üretebilen KurumsalHaberler.com geçtiğimiz hafta itibariyle yenilenmiş. Başlıktan da anlaşılacağı üzere yeni yapının daha sadece ve kurumsal olduğunu düşünüyorum. Bu işin zaten erbaplarından sevgili Murat ve ekibinin ellerine sağlık, burada bir basın bülteni bulabilirsiniz.

Sitenin Google dostu yapısı ve PageRank değeri, aşağıda da vaad ettiklerini hızlı bir şekilde yerine getirebileceğinin göstergesi,

KurumsalHaberler.com?

2005 yılında yayına başlayan Kurumsalhaberler.com, online basın bülteni yayını ve dağıtımı hizmeti vermektedir. Haberlerinin görünürlüğünü arttırmak, arama motorlarında ön sıralarda çıkabilmek, web sitelerine trafik sağlamak, haber ajanslarına, basın mensuplarına, blog yazarlarına, sosyal medyaya ve iş dünyasına haberlerini duyurmak isteyen 1.000 den fazla üye kuruluş tarafından kullanılmaktadır.

Google Adwors’de Sıralamanın Matematiği

Google Adwords reklamlarında tıklama başına en yüksek maliyeti bile veriyor olsanız üst sırada görüntülenemeyebilirsiniz. Aşağıdaki iki slaytta konunun matematiğini bulabilirsiniz. Google’ın önemsediği toplam kalite puanıdır.

İlk slaytta tıklama başına daha az ödemesine rağmen 1. sırada gösterilen reklamı

ikinci slaytta tıklama başına en yüksek maliyeti 0,26 olarak belirtilen bir reklamın nasıl 0,19 YTL’den hesaplandığını görebilirsiniz.

Biraz İnternet, Biraz E-Ticaret

Daha önce hazırladığım bir proje dökümanının yayınlayabileceğim kadarlık kısmını ekliyorum. Dolayısıyla paragraflar arasında anlam bütünlüğü kaybolmuş olabilir 🙂

Temelleri, J.C.R. Licklider’nin 1962 yılında Amerika’nın en büyük üniversitelerinden biri olan Massachusetts Institute of Tecnology’de tartışmaya açtığı “Galaktik Ağ” kavramıyla ortaya atılan internet, 1993 yılı ile birlikte hızla iş dünyası ve evlerde yerini almıştır.

Türkiye’de internetin gelişimini incelediğimizde; ODTÜ’den 64 kbit/sn. hızıyla ilk internet bağlantısının yine 1993 yılında yapıldığı görülmektedir.

Türkiye, İnternet kullanım oranında her ne kadar gelişmiş birçok ülkeyi yakalayamamış olsa da, internet için gerekli olan teknolojik altyapının sürekli gelişmesiyle, İnternet kullanımı ülkemizde de büyük bir hızla yaygınlaşmaktadır. Özellikle 1999 yılından itibaren internet kullanıcılarının sayısındaki hızlı artış, Türkiye’deki şirketleri de İnternet ortamına girmeye zorlamıştır.

Hızla büyüyen ve alternatif satış kanalı olarak da lanse edilen internet; sanılanın aksine, Brick & Mortar (tuğla ve çimento) olarak adlandırılan fiziksel mağazaların yanı sıra, tuğla ve çimentodan oluşmayan, sadece internet üzerinden satış yapan sanal mağazalarında devreye girmesi ile birlikte rüşt’ünü ispat etmiştir.

Bilgi çağı, toplumu ile birlikte en doğru, güvenilir bilgiye, zamanında, ucuz ve kolay erişim rekabeti artırmış. Literatürde de çok sık karşılaştığımız “Rakipler bir tık ötede” anlayışının doğmasına ve yerleşmesine sebep olmuştur. Bu bağlamda fırsatları gören, irili ufaklı birçok firma bu yeni kulvarda yerini almak için sanal mağazalar açmış ve sadece Türkiye’deki sanal mağaza sayısı 1500’e ulaşmıştır.

Türkiye İstatistik Kurulu’nun (TÜİK) 2007 yılı verilerine göre; Kullanıcıların “Neden İnternet?” sorusuna verdikleri cevaplar incelendiğinde; %90,4’lük bir kesimin bilgi arama ve çevrimiçi hizmetlerden faydalanmak için interneti ziyaret ettiği görülmektedir.

Bitmek, tükenmek bilmeyen bir potansiyele sahip olan insanoğlu her geçen gün hayatına yeni ve değişik şeyler katmaktadır. Hiç şüphe yoktur ki, bu yenilik ve değişimler insanların ve ulusların geleceğiyle ilgilidir. Özellikle son dönemlerde bilgi ve iletişim teknolojilerinde meydana gelen hızlı gelişmeler, insanoğlunun hayatında birçok ilke imza atmaktadır. Bu ilklerden bir tanesi de “Elektronik Ticaret (e-ticaret)”tir. Elektronik ticaret; mal ve hizmetlerin satışının İnternet üzerinde, güvenli bir ortamda yapılmasıdır. E-ticaret tüketiciler için fiziki sınırların ortadan kalktığı, tek bir tuşla diledikleri ürün ve hizmetlere ulaştığı, firmalar içinse pazarlama ve satış olanakları sunan bir ortamdır.

Bilişim sektöründeki gelişmeler sonucunda İnternet’in tüm dünyada yaygınlaşmasıyla şirketler web sayfalarını satış noktaları gibi kullanmaya başlamışlardır. Bunun sonucunda satıcı-tüketici ilişkisi farklı bir boyut kazanmış bu yeni satıcı-tüketici ilişkisi tüketici haklarının yeniden tanımlanıp genişletilmesine neden olmuştur.

Sektör Geleneksel Maliyet

E-Ticaret Maliyeti

Tasarruf (%)

Fatura Ödemesi

2.22-2.32 USD

0.65-1.10 USD

67-71

Yazılım

15 USD

0.20-0.50 USD

97-99

Hayat Sigortası Poliçesi

400-700 USD

200-300 USD

50

Bankacılık Hizmetleri

1.8 USD

0.13 USD

89

Uçak Bileti Rezervasyonu

8 USD

1 USD

87

Tablo 1. E- ticaret  Maliyet Etkisi

Tablo 1’e bakıldığında e-ticaretin maliyet üzerine nasıl bir pozitif etki yaptığı görülmektedir. Bunun yanında Elektronik ticaretin getirdiği avantajlar incelendiğinde;

  • Potansiyel tüketicinin dünyanın her yanından pazara sunulan ürünler hakkında bilgi sahibi olabilmesini
  • Yeni üreticilerin dünya pazarına oldukça hızlı girebilmesini
  • Daha düşük fiyatlı ve kaliteli ürünlerin pazara girmesini
  • Üreticiler arasında rekabetin artmasını
  • Ticari ürünlerin maliyetinin düşmesini
  • Ürün seçeneklerinin artmasını
  • Ürün kalitesinin yükselmesini
  • Daha hızlı bir şekilde ödeme ve teslim işlemlerinin gerçekleştirilmesini sıralayabiliriz.

Yeni Nesil Girişimlerin "Hepsi" Weboha.com’da

Yeni nesil girişimlerin derlenerek bir potada toplanması maksadıyla; Embrio tasarım yöneticisi Hacı Bayhan, fıstıkyeşili’nden Ekin Acar, Tio ve bloğundan tanıdığımız Ali Haydar Ünsal, yine bir diğer Tiocan Tuncay Tuncer ve benim yazarı olduğumuz Weboha girişimi kısa sürede adından söz ettirmeye başladı. Alexa değerlerindeki hızlı tırmanışta bunu doğrular nitelikte gözüküyor.

Henüz yazı gönderemeyen tek yazar ben olsam da, kısa süre içerisinde çorbada benimde tuzum olacaktır.

Fiyat Karşılaştırma Değil, “Karşılaştırma”

Beni tanıyanlar, bloğumu takip edenler, çeşitli konferans / seminerlerde kısacıkta olsa sohbet ettiğim insanlar sıkı bir Tio fanatiğimi olduğumu bilir. Geçtiğimiz ay Tio’dan ayrılıp Garanti Bankası’na, eski yuvama dönmüştüm.

Bu yazıda amacım Fiyat Karşılaştırma’yı biraz daha çeşitlendirebilmek, özellikle Türkiye’de yer alan örneklerin karşılaştırma fonksiyonlarını nasıl zenginleştirebileceklerine biraz olsun değinmek olacak.

Öncelikle “Fiyat Karşılaştırma” sitelerinin ürün fiyatı bazında, ilgili ürünleri listeleyerek, en ucuzdan en pahalıya doğru  sıraladığını biliyoruz. Sadece bu modelle yola çıkıldığında büyük ölçekli B2C’lerin “ben daha pahalıyım ama satış sonrası desteğim ile fiyat rekabetinde avantaj sağlıyorum” dediğine tanıklık eder, yukarıdaki yapı gibi sadece fiyat kaşılaştırmasına yönelik bir yapı içerisinde yer almak istemediklerini görürsünüz.

Son kullanıcının (C) eksikliğini büyük ölçüde hisettiği; satıcının belirli kriterler ile değerlendirilmesidir.

  • Müşteri Hizmetleri
  • Tedarik Süreci
  • Ambalaj
  • Garanti
  • Ulaşılabilirlik
  • Ödeme Seçenekleri
  • Ürün Çeşitliliği buna örnek olarak gösterilebilir.

Şikayetvar gibi, ismi ile paralel sadece şikayetlerin yer aldığı siteleri ziyaret ettiğinizde; bu firmalar ile ilgili onlarca şikayet bulmanız doğaldır. Bu ve muadili sitelerden olumlu feedback beklemek hayalcilik olurdu.

Fiyat “Karşılaştırma” sitelerinden beklentim. Ürün satın alan kullanıcılara zorla da olsa yukarıdaki mini anketi uygulatıp, sektör için çok faydalı olacağına inandığım veritabanını oluşturmaları yönünde,

Sahibinden.com’dan aşağıdaki gibi bir mail aldım. Hizmet kategorilerini de açmışlar. Bu alandaki eksiği gördükleri için; Sahibinden yetkililerini tebrik ediyorum.

Buradan haraketle Fiyat “Karşılaştırma” siteleri bünyelerinde başka neleri barındırabilir bakalım.

  • Araba Karşılaştırma; araçlar sınıflarına göre listelenerek, tüm özellikleri ve fiyatları kaşılaştırılabilir. Burada ilgili araçlar ile ilgili yorumlar ve çeşitli istatistiklerede yer verilmeli, kampanya test sürüşü vb verilebilir kullanıcıya
  • Uçak bileti karşılaştırması; yiyecek / içecek servisi, rötar istatistikleri, kaç kg bagaj alıyor. Lounge hizmeti, ne kadar mil kazandırıyor, uçak tipi vb birçok filtre uygulanabilir. Sadece fiyat yine yeterli değil
  • Tatil Karşılaştırma; özellikle tatile çıkacağınız zaman anlarsınız mevcut sitelerin ne kadar yetersiz olduğunu, tüm oteller 5 yıldızlıdır. 10 tane farklı site açıp karşılaştırmazsanız; hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz.
  • Yurt dışı seyehat
  • Eğitim karşılaştırma
  • etc – bu alana önerileri ekleyeceğim.

Eskiden olsa bunları nasıl handle yönetebileceğimizi düşünür, projelendirir, döküman hazırlamaya başlardım. Şimdi düşünmüyor, sadece yazıyorum. Böylesi çok daha kolay 🙂

Vakıfbank Bayram Kredisi – Logo Değiştirmekle Olmuyor!

Ramazan dolayısıyla birçok bankanın bayram / ramazan kredi kampanyaları yaptığını görüyor, takip ediyoruz. Çok ucuz faizli ilk reklam geçen yılda olduğu gibi Vakıfbank’tan gelmişti. Vakıfbank’ta yaşanan büyük değişikliğin(!) ardından acaba geçen yıla oranla herhangi bir değişiklik var mıdır? Yoksa sadece logo mudur değişen diyerek küçük bir araştırma yaptım…

Öncelikle bahsi geçen oran sadece 4.000 YTL’ye kadar geçerli. Faiz tablosunu aşağıda bulabilirsiniz.

Faiz tablosu

Bunun ardından kredi alabilmek için iki ön koşul var; son çalıştığınız iş yerinde en az 12 aydır çalışıyor olmak ve en az 18 aydır sigortanızın ödeniyor olması gerekiyor ilgili krediyi alabilmek için. 30 senedir durmaksızın çalışıyor olsanızda son iş yeri baz alınıyor.

Bu iki ön koşulu benimseyemedim. Çok daha genç ve dinamik olacağını söyleyen bir bankaya yakıştıramadım açıkcası, bu arada müşteri temsilcisinin tutumunu anlatmak dahi istemiyorum. Ne alternatif bir çözüm ne etkili iletişim nede benzeri bir şey. (beşiktaş şube)

Biz reklamlarda gördüğümüz Vakıfbank’ı istiyoruz. Gençleş artık Vakıfbank!

Kredi Kartlarının Doğuşu ve Dokun Geç Kartlar (PayPass)

Garanti Bankası ile hayatımıza giren, Bank Asya reklamları ile pekişerek merak uyandıran, oldukça kullanışlı Dokun Geç kartlardan bahsetmek istiyorum.

Önce kredi kartları nasıl doğduğuna bir bakalım mı? Yıl 1887 Boston’da ünlü bir tüccar yine ünlü bir lokantada yediği yemeğin ardından, üzerinde para olmadığını fark eder. Kartvizitinin arkasını çevirerek daha sonra ödenmek üzere borcu olan tutarı yazar ve imzasını atar. Bu olay kredi kartlarının doğuşu olarak kabul edilir.

1894’te ilk kulüp üyelik kartları çıkarılırsa da bir banka tarafından kart basılması 1951’i bulur (National Bank) aradan geçen uzunca zaman zarfında nasıl akıl edilemediği merak konusu 🙂

Türkiye’ye ilk kredi kartı, bireysel anlamda Pamukbank Prestige ile gelir. (1987) Enteresan olan, Türkiye’de ilk Elektonik Pos cihazının 1991 yılında kullanılmaya başlanmasıdır. Bu 4 yıl boyunca birçok araç kiralama şirketinde gördüğünüz slipler ve bankaların otorizasyon merkezlerinin üzerindedir yükün tamamı. Neyse ki BKM’nin kurulması ile birlikte bu sıkıntılar çabuk atlatılmıştır. (1990) O dönemi yaşayan bankacıların bu dönemi hiçte "çabuk" olarak nitelendirmediklerini tahmin ediyorum 🙂

Dokun Geç Kartları incelediğimizde;

MasterCard => Paypass

sticker

Visa => Pay Wave

American Express => Expressway olarak adlandırmış ürünlerini.

Türkiye’de yapılan harcamaların %36’sının halen nakit olduğu düşünüldüğünde; nakite oranla %64 daha hızlı olan dokun geç kartların piyasada neden var olduğunu da anlayabiliriz. Amaç; bu oranı düşürmek, gerçi Türkiye’deki kayıt dışı ekonomi bu oranın en fazla %10-15 civarına düşebileceğini gösteriyor.

35 YTL’ye kadar offline işlem gerçekleştiren Dokun Geç kartlar, meblağın 35 YTL üzerinde olması durumunda merkez ile irtibata geçerek şifre soruyor. Günlük bir işlem kısıtı olmadığı için; 35 * n işlem yapılabilir. Güvenliğin arttırılması maksadıyla bu “n” mutlaka kısıtlanabilmeli. Hatta belirli kategorilerde yer allan Üye İşyerleri’ne özel kısıtlar getirilebiliyor olmalıdır.

Piyasaya ilk çıktığında; kasa görevlisi tarafından pos cihazında (paypass) herhangi bir tuşa basılmasına gerek kalmadan, kartı algılayabilen sistem, kapsama alanındaki diğer dokun geç kartlardan da ödeme alabileceği endişesiyle pos üzerinde bir buton yardımı ile çalışabilir hale getirilmiştir…

Hayatımızda değişmez bir yer edineceğini düşündüğüm Dokun Geç kartların ilk kredi kartı uygulaması Bonus Trink oldu. Şimdilerde Beşiktaş – Üsküdar iskelesinde bile kullanabiliyorsunuz.

trinkcard

Kart sayılarının artması ile birlikte, kullanılabilen "Üye İşyeri" sayısıda artacak, oldukça katma değerli bir hizmet olacaktır. Denemekte yarar var.

Altın Sim Kart Ödülleri, Blog Özel Bülteni

Uzun süredir FriendFeed’te açılan başlıklardan takip ettiğim “Altın Sim Kart Ödülleri” ile ilgili Elif Yılmaz’dan bir mail aldım. Bloglara özel hazırlanan bültenin içeriğini aşağıda yayınlıyor, bilgilendirme için Mobililetişim ve Elif’e teşekkür ediyorum.

 

Altın SIM Kart Ödülleri, cep telefonları, mobil operatörler ve mobil teknoloji kategorilerinde en iyileri belirliyor.

Yarışmayı mobil teknolojiler ve cep telefonu portalı Mobiletişim düzenliyor.

3 ana kategoriden oluşan, 20 alt kategoride, 100’den fazla aday yarışacak yarışmada.

Yarışma 5 Eylül tarihinde başlıyor

Ödüller 10 Ekim 2008 tarihinde Cebit Bilişim Eurasia fuarında yapılacak törenle sahiplerini bulacak.

Halk oylamasının yanında jüri üyelerinin oyları da sonucu belirlemede etkili olacak.

Organizasyon Takvimi

Halk Oylaması:        5 Eylül – 5 Ekim 2008

Ziyaretçilerin site üzerinden oylamalarını gerçekleştirmeleri

Jüri Oylaması:          15 Eylül – 1 Ekim 2008

Jürilerin site üzerinden oylamalarını gerçekleştirmeleri

Sonuçların Açıklanması:   10 Ekim 2008

Sonuçların siteden duyurulması ve ödüllerin Cebit Bilişim Eurasia fuarında yapılacak törenlere sahiplerine verilmesi

Yazı içi linkler

Mobiletişim

http://www.mobiletisim.com

Altın SIM Kart Ödülleri

http://www.altinsimkart.com