Deprecated: Methods with the same name as their class will not be constructors in a future version of PHP; wpauHelper has a deprecated constructor in /home/emreguze/domains/emreguzer.com/public_html/wp-content/plugins/wordpress-automatic-upgrade/wpau_helper.class.php on line 22
Haber | Emre Güzer

Yeni Nesil Girişimlerin "Hepsi" Weboha.com’da

Yeni nesil girişimlerin derlenerek bir potada toplanması maksadıyla; Embrio tasarım yöneticisi Hacı Bayhan, fıstıkyeşili’nden Ekin Acar, Tio ve bloğundan tanıdığımız Ali Haydar Ünsal, yine bir diğer Tiocan Tuncay Tuncer ve benim yazarı olduğumuz Weboha girişimi kısa sürede adından söz ettirmeye başladı. Alexa değerlerindeki hızlı tırmanışta bunu doğrular nitelikte gözüküyor.

Henüz yazı gönderemeyen tek yazar ben olsam da, kısa süre içerisinde çorbada benimde tuzum olacaktır.

Fiyat Karşılaştırma Değil, “Karşılaştırma”

Beni tanıyanlar, bloğumu takip edenler, çeşitli konferans / seminerlerde kısacıkta olsa sohbet ettiğim insanlar sıkı bir Tio fanatiğimi olduğumu bilir. Geçtiğimiz ay Tio’dan ayrılıp Garanti Bankası’na, eski yuvama dönmüştüm.

Bu yazıda amacım Fiyat Karşılaştırma’yı biraz daha çeşitlendirebilmek, özellikle Türkiye’de yer alan örneklerin karşılaştırma fonksiyonlarını nasıl zenginleştirebileceklerine biraz olsun değinmek olacak.

Öncelikle “Fiyat Karşılaştırma” sitelerinin ürün fiyatı bazında, ilgili ürünleri listeleyerek, en ucuzdan en pahalıya doğru  sıraladığını biliyoruz. Sadece bu modelle yola çıkıldığında büyük ölçekli B2C’lerin “ben daha pahalıyım ama satış sonrası desteğim ile fiyat rekabetinde avantaj sağlıyorum” dediğine tanıklık eder, yukarıdaki yapı gibi sadece fiyat kaşılaştırmasına yönelik bir yapı içerisinde yer almak istemediklerini görürsünüz.

Son kullanıcının (C) eksikliğini büyük ölçüde hisettiği; satıcının belirli kriterler ile değerlendirilmesidir.

  • Müşteri Hizmetleri
  • Tedarik Süreci
  • Ambalaj
  • Garanti
  • Ulaşılabilirlik
  • Ödeme Seçenekleri
  • Ürün Çeşitliliği buna örnek olarak gösterilebilir.

Şikayetvar gibi, ismi ile paralel sadece şikayetlerin yer aldığı siteleri ziyaret ettiğinizde; bu firmalar ile ilgili onlarca şikayet bulmanız doğaldır. Bu ve muadili sitelerden olumlu feedback beklemek hayalcilik olurdu.

Fiyat “Karşılaştırma” sitelerinden beklentim. Ürün satın alan kullanıcılara zorla da olsa yukarıdaki mini anketi uygulatıp, sektör için çok faydalı olacağına inandığım veritabanını oluşturmaları yönünde,

Sahibinden.com’dan aşağıdaki gibi bir mail aldım. Hizmet kategorilerini de açmışlar. Bu alandaki eksiği gördükleri için; Sahibinden yetkililerini tebrik ediyorum.

Buradan haraketle Fiyat “Karşılaştırma” siteleri bünyelerinde başka neleri barındırabilir bakalım.

  • Araba Karşılaştırma; araçlar sınıflarına göre listelenerek, tüm özellikleri ve fiyatları kaşılaştırılabilir. Burada ilgili araçlar ile ilgili yorumlar ve çeşitli istatistiklerede yer verilmeli, kampanya test sürüşü vb verilebilir kullanıcıya
  • Uçak bileti karşılaştırması; yiyecek / içecek servisi, rötar istatistikleri, kaç kg bagaj alıyor. Lounge hizmeti, ne kadar mil kazandırıyor, uçak tipi vb birçok filtre uygulanabilir. Sadece fiyat yine yeterli değil
  • Tatil Karşılaştırma; özellikle tatile çıkacağınız zaman anlarsınız mevcut sitelerin ne kadar yetersiz olduğunu, tüm oteller 5 yıldızlıdır. 10 tane farklı site açıp karşılaştırmazsanız; hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz.
  • Yurt dışı seyehat
  • Eğitim karşılaştırma
  • etc – bu alana önerileri ekleyeceğim.

Eskiden olsa bunları nasıl handle yönetebileceğimizi düşünür, projelendirir, döküman hazırlamaya başlardım. Şimdi düşünmüyor, sadece yazıyorum. Böylesi çok daha kolay 🙂

Vakıfbank Bayram Kredisi – Logo Değiştirmekle Olmuyor!

Ramazan dolayısıyla birçok bankanın bayram / ramazan kredi kampanyaları yaptığını görüyor, takip ediyoruz. Çok ucuz faizli ilk reklam geçen yılda olduğu gibi Vakıfbank’tan gelmişti. Vakıfbank’ta yaşanan büyük değişikliğin(!) ardından acaba geçen yıla oranla herhangi bir değişiklik var mıdır? Yoksa sadece logo mudur değişen diyerek küçük bir araştırma yaptım…

Öncelikle bahsi geçen oran sadece 4.000 YTL’ye kadar geçerli. Faiz tablosunu aşağıda bulabilirsiniz.

Faiz tablosu

Bunun ardından kredi alabilmek için iki ön koşul var; son çalıştığınız iş yerinde en az 12 aydır çalışıyor olmak ve en az 18 aydır sigortanızın ödeniyor olması gerekiyor ilgili krediyi alabilmek için. 30 senedir durmaksızın çalışıyor olsanızda son iş yeri baz alınıyor.

Bu iki ön koşulu benimseyemedim. Çok daha genç ve dinamik olacağını söyleyen bir bankaya yakıştıramadım açıkcası, bu arada müşteri temsilcisinin tutumunu anlatmak dahi istemiyorum. Ne alternatif bir çözüm ne etkili iletişim nede benzeri bir şey. (beşiktaş şube)

Biz reklamlarda gördüğümüz Vakıfbank’ı istiyoruz. Gençleş artık Vakıfbank!

Kredi Kartlarının Doğuşu ve Dokun Geç Kartlar (PayPass)

Garanti Bankası ile hayatımıza giren, Bank Asya reklamları ile pekişerek merak uyandıran, oldukça kullanışlı Dokun Geç kartlardan bahsetmek istiyorum.

Önce kredi kartları nasıl doğduğuna bir bakalım mı? Yıl 1887 Boston’da ünlü bir tüccar yine ünlü bir lokantada yediği yemeğin ardından, üzerinde para olmadığını fark eder. Kartvizitinin arkasını çevirerek daha sonra ödenmek üzere borcu olan tutarı yazar ve imzasını atar. Bu olay kredi kartlarının doğuşu olarak kabul edilir.

1894’te ilk kulüp üyelik kartları çıkarılırsa da bir banka tarafından kart basılması 1951’i bulur (National Bank) aradan geçen uzunca zaman zarfında nasıl akıl edilemediği merak konusu 🙂

Türkiye’ye ilk kredi kartı, bireysel anlamda Pamukbank Prestige ile gelir. (1987) Enteresan olan, Türkiye’de ilk Elektonik Pos cihazının 1991 yılında kullanılmaya başlanmasıdır. Bu 4 yıl boyunca birçok araç kiralama şirketinde gördüğünüz slipler ve bankaların otorizasyon merkezlerinin üzerindedir yükün tamamı. Neyse ki BKM’nin kurulması ile birlikte bu sıkıntılar çabuk atlatılmıştır. (1990) O dönemi yaşayan bankacıların bu dönemi hiçte "çabuk" olarak nitelendirmediklerini tahmin ediyorum 🙂

Dokun Geç Kartları incelediğimizde;

MasterCard => Paypass

sticker

Visa => Pay Wave

American Express => Expressway olarak adlandırmış ürünlerini.

Türkiye’de yapılan harcamaların %36’sının halen nakit olduğu düşünüldüğünde; nakite oranla %64 daha hızlı olan dokun geç kartların piyasada neden var olduğunu da anlayabiliriz. Amaç; bu oranı düşürmek, gerçi Türkiye’deki kayıt dışı ekonomi bu oranın en fazla %10-15 civarına düşebileceğini gösteriyor.

35 YTL’ye kadar offline işlem gerçekleştiren Dokun Geç kartlar, meblağın 35 YTL üzerinde olması durumunda merkez ile irtibata geçerek şifre soruyor. Günlük bir işlem kısıtı olmadığı için; 35 * n işlem yapılabilir. Güvenliğin arttırılması maksadıyla bu “n” mutlaka kısıtlanabilmeli. Hatta belirli kategorilerde yer allan Üye İşyerleri’ne özel kısıtlar getirilebiliyor olmalıdır.

Piyasaya ilk çıktığında; kasa görevlisi tarafından pos cihazında (paypass) herhangi bir tuşa basılmasına gerek kalmadan, kartı algılayabilen sistem, kapsama alanındaki diğer dokun geç kartlardan da ödeme alabileceği endişesiyle pos üzerinde bir buton yardımı ile çalışabilir hale getirilmiştir…

Hayatımızda değişmez bir yer edineceğini düşündüğüm Dokun Geç kartların ilk kredi kartı uygulaması Bonus Trink oldu. Şimdilerde Beşiktaş – Üsküdar iskelesinde bile kullanabiliyorsunuz.

trinkcard

Kart sayılarının artması ile birlikte, kullanılabilen "Üye İşyeri" sayısıda artacak, oldukça katma değerli bir hizmet olacaktır. Denemekte yarar var.

Altın Sim Kart Ödülleri, Blog Özel Bülteni

Uzun süredir FriendFeed’te açılan başlıklardan takip ettiğim “Altın Sim Kart Ödülleri” ile ilgili Elif Yılmaz’dan bir mail aldım. Bloglara özel hazırlanan bültenin içeriğini aşağıda yayınlıyor, bilgilendirme için Mobililetişim ve Elif’e teşekkür ediyorum.

 

Altın SIM Kart Ödülleri, cep telefonları, mobil operatörler ve mobil teknoloji kategorilerinde en iyileri belirliyor.

Yarışmayı mobil teknolojiler ve cep telefonu portalı Mobiletişim düzenliyor.

3 ana kategoriden oluşan, 20 alt kategoride, 100’den fazla aday yarışacak yarışmada.

Yarışma 5 Eylül tarihinde başlıyor

Ödüller 10 Ekim 2008 tarihinde Cebit Bilişim Eurasia fuarında yapılacak törenle sahiplerini bulacak.

Halk oylamasının yanında jüri üyelerinin oyları da sonucu belirlemede etkili olacak.

Organizasyon Takvimi

Halk Oylaması:        5 Eylül – 5 Ekim 2008

Ziyaretçilerin site üzerinden oylamalarını gerçekleştirmeleri

Jüri Oylaması:          15 Eylül – 1 Ekim 2008

Jürilerin site üzerinden oylamalarını gerçekleştirmeleri

Sonuçların Açıklanması:   10 Ekim 2008

Sonuçların siteden duyurulması ve ödüllerin Cebit Bilişim Eurasia fuarında yapılacak törenlere sahiplerine verilmesi

Yazı içi linkler

Mobiletişim

http://www.mobiletisim.com

Altın SIM Kart Ödülleri

http://www.altinsimkart.com

Reklam Yayıncıları Küçük Bloglara Destek Olmaya Başlıyor(mu?)

Birkaç blog dışında bloglardan para kazanan, emeğini ticarileştirebilen blogger yok, reklam alabilen blog sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.

İnternet’te kaliteli Türkçe içeriğin yeterli olmadığını söylemesine rağmen elini taşın altına sokmak istemeyen "Reklam Yayıncıları" sonunda küçük bloglara da reklam vermeye başlayacak gibi gözüküyor.

Bir sunumda izlediğim Zap Medya ve LinkZ yetkilileri; reklam verecek kaliteli içerik bulamadıklarını, kaliteli blogların tekil ziyaretçi sayılarının, sayfa gösterimlerinin vb. yeterli olmadığını söylemişlerdi. Anlayacağınız bu yüzden portföylerine katmıyorlardı bu blogları.

Birkaç blogger arkadaşımdan aldığım haber, özelikle ZAP Medya yetkilileri tarafından bloglarının istatiklerinin sorgulandığı yönünde oldu.

İstatistikler beklediklerinden düşükte olsa umarım bu bloglara yatırım yaparlar. Bloggerlar da bu heyecanla daha hızlı ve kaliteli içerik girmeye başlar. Hem bloglar kazanır hem reklam verenler…

Elvan Sarılabileceği Bir Türk Bayrağı Bulamadı!

Televizyon açık, şirketçe 5 bin metre koşusunun başlamasını bekliyorduk, Elvan’ın en iyi ihtimalle 3. olabileceğine dair yorumlar yükseliyorduysa da herkeste bir umut, daha fazlasını bekliyorduk!

Beklediğimiz oluyor. Elvan koşunun favorilerinden birini geride bırakarak 2. oluyordu. 10 bin’in ardından bir kez daha göğsümüzü kabartıyordu. Üstelik bugün gazetelerden öğrendiğim kadarıyla bir olimpiyatta iki madalya birden kazanan tek Türk oluyordu.

İşte olan bundan sonra oluyor, Etiyopya’lı atletler Dibaba ve Defar bayrakları ile nazire yaparcasına sevinç gösterilerinde bulunurken! Elvan’ımız tribünlerden, saha kenarından yada herhangi birisinden sarılarak koşabileceği, dünyaya gösterebileceği bir Türk bayrağı bekliyor. Sonunda pes ederek ellerini açıyor, kafasını öne eğip stadı terk ediyordu. Bunu izlerken tüylerimin nasıl diken diken olduğunu anlatmama gerek yok sanırım.

Elvan’a bunu dedirtenlere helal olsun!

‘Keşke koşmasaydım’
Yarış sonrası tepkisini dile getiren Elvan, “Kimse benden madalya beklemiyordu. Ama ben inanmıştım. Altın için koştum. Statta bayrak olmamasına çok üzüldüm. Bilerek mi yapılıyor diye düşündüm. Burada 68 Türk sporcu vardı, hiçbirini tribünde göremedim. Bayrak bulamayınca keşke yarışmasaydım diye düşündüm” dedi.

Üstelik bu Elvan’ın başına ilk kez gelmiyor. Osaka’daki Dünya Şampiyonası’nda 10 binde gümüş kazandıktan sonra benzer bir durum ile daha karşılaşıyor.

Bir tarafta yıllarca bir tek madalya getiremese bile baktığımız, el üstünde tuttuğumuz sporcularımız. Bir tarafta dün televizyonda izlediğim, belediyece henüz hayattayken, adlarına 3’ü bir arada mezar yapıldığı için sevinen, 50’li 60’lı yıllarda defalarca madalya kazanan sporcularımız. Bir tarafta Elvan

Bir olimpiyatta, herhangi bir spor dalında ilk 10’a, 20’ye girememiş bir sporcunun bir sonraki olimpiyata yeniden götürülmesine karşıyım. Bizim vergilerimizle yiyip içmeyi bıraksınlar.

Bayrak krizi ile ilgiliyse yetkililere söyleyecek söz bulamıyorum. Bırakın bu işi!

Türk Web Girişimlerinin Listesi Çıkıyor!

Listenin tamamlanmasının ardından; yorumlar, reddit benzeri bir oylama sistemi, kategorizasyon, iş modellerinin kısaca anlatıldığı, Proje yöneticisi ve sponsorlarından bahsedildiği ve en önemlisi girişimlerin hepsini bir arada görebileceğimiz bir site geliyor gibi gözüküyor. Alemşah‘ın başlattığı ve devamlı güncellenen Friendfeed başlığına buradan ulaşabilirsiniz. Heyecanla takip ediyoruz.

Youtube Açıldı! Yaşasın Geleceğin İnternet’inin Önizlemesi

Bugün friendfeed’de gördüğüm bir mesajdan sonra, -yok artık yoksa bizim “site kapama eylemi işe yaradı mı?”diyerek youtube’a girmeye çalıştım. Henüz ilk denememde, üstelik alıcıların ayarları ile oynamadan (Open DNS) youtube’a girebiliyor olmak beni şaşırttı. Üstelik son derece korunaklı bir şirketin bilgisayarlarından bile girebiliyordum siteye, bu youtube’un kesin açıldığının kanıtıydı 🙂

DNS yasaklarının kalkması vb. nedenlerden dolayı bazı bölgeler hala erişim sağlayamıyor olabilir. Lakin 1-2 gün içerisinde Türkiye sınırları içerisinde herkes Youtube’a erişmeye başlayacaktır. Ne kadar bir süre erişiriz. 2 gün sonra yine kapanır mı, birşey söylemek zor.

Şimdi gelelim Fırat‘ın başlattığı, Selim‘in gayretleri ile birçok yerde bizden söz edilmesini sağlayan sansür eylemine; ya çok büyük bir tesadüf var, yada başardık!

Sağlıcakla kalın

Güncelleme: Dün akşam saatlerinde ve şu an Youtube’a erişemiyorum 🙁

Homev.com.tr’de Kepenk Kapattı.

Başlığı RSS reader, yada Friendfeed’de görünce Homev’in “geleceğin internet’inin önizlemesi” kampanyasına katıldığını düşünebilirsiniz. Durum keşke öyle olsaydı.

Kendi sitesinde yazılan notta; sadece bir durdurma kararından bahsediliyor. Homev’in en kısa sürede kendi iç dinamiklerini toparlayarak satışa başlamasını temenni ediyorum.

Weblebi.com Kapanmış

Uzun süredir maddi sıkıntı içerisinde olduğunu duyduğum Weblebi.com bugün itibariyle kapanmış. 2003 yılından beri faaliyet gösteren Weblebi, B2C denilince akla gelen 5 siteden birisiydi. Kendi sitesinde kapanma ile ilgili bir açıklama yer alıyor.

Benim merak ettiğim, ilgili açıklamanın 2. maddesinde yer alan;

“Şayet verdiğiniz siparişiniz Weblebi.com tarafından henüz kargo şirketine teslim edilmemişse, tüketici olarak öncelikle yapmanız gereken sitemizden yapmış olduğunuz alışverişte kullandığınız kredi kartının bağlı olduğu bankaya bir itiraz dilekçesi yazarak ilgili tutarın kredi kartınıza iade edilmesini talep etmektir.”

Yapılan siparişler neden firma yetkilileri tarafından sanal pos yönetim ekranlarından iade edilmiyor da chargeback sürecinin başlatılması isteniyor. Bilindiği gibi yapılan chargebackler firmanın bankalar tarafındaki kredibilitesini etkiliyor. Ayrıca sanal posun bağlı bulunduğu şube, her chargeback için ayrıca bir maliyete katlanıyor.

Konu ile ilgili bankaların tutumunu merak ediyorum.
Güncelleme: Uyarı mesajı kaldırılmış 06.08.2008

TioMobile İle Dünyada Bir İlk!

Java destekli cep telefonunuzdan ürün arama, ürün ve fiyat karşılaştırma yapabildiğiniz TioMobile’a satın alma fonksiyonu da eklendi.

Herhangi bir fiziksel mağazada satın alma kararı verirken bile kullanabileceğiniz bu uygulama, özellikle son kullanıcılar için katma değerli bir servis.

Projenin tamamlanmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

image

Hedef Alliance Web Sitesini Yenilemiş.

Hedef Alliance Holding’te çalıştığım dönemde e-ticaret platformunu baştan aşağı yenilesekte www.hedefim.com’u yenileme fırsatı bulamamıştık,

Birkaç yıl gecikmeli de olsa hedefim.com nihayet yenilenmiş. Günümüz teknolojilerinden oldukça uzak bir görüntüye sahip olsa da,  web sitesine yapılan yatırımı olumlu olarak değerlendiriyorum. Oldukça havalı gözüken “e-ticaret girişi” butonunun altını da bir elden geçirseler iyi olacak gibi gözüküyor.

image

Her Proje Bir Bebek, Bir gün Yuvadan Uçup Gider!

Projenin tanımı; bitiş tarihi belirlenmiş, belirli bir bütçe ile, yine daha önceden belirlenen bir kapsamın sponsor yada müşteri tarafından belirlenen kabul kriterlerini kaliteli bir biçimde yerine getiren özgün olan, rutin olmayan işlerdir.

Özgün ve rutin olmayan ibarelerinin altını özellikle çiziyorum. Birbiriyle çok karıştırılan, kavram karmaşasına yol açabilen Operasyon ve Projenin çok kesin çizgiler ile ayrıldığı noktalar bunlardır.

yonetim1

Proje Yöneticisi, operasyona teslim ettiği her projesi ile birlikte kendinden de bir parçasını, abartı bir tabir olarak düşünebilirsiniz ama  büyütüp belirli bir olgunluğa getirdiği bebeğini de operasyona devreder. Bu bağlamda Operasyon ve Proje Yöneticilerinin ayrı kutuplarda olduğunu düşünebilirsiniz.

Daha önce tecrübe ettiğim, e-ticaret, crm, stok işletim sistemi, e-fatura ve benzeri projelerin devri sırasında hissettiklerimi yukarıdaki paragraf tam olarak yansıtabiliyor mu bilmiyorum. Geriye dönüp baktığınızda gözünüz gibi büyüttüğünüz projelerin yeterli ilgiyi görmediğini, idame ettirilemediğini gördüğünüzde içiniz burkuluyor.

Proje Yöneticilerini devamlı farklı arayışlara iten, işler rutin bir hal aldığında buna karşı duran, direten, rutin hiçbir şeyi benimsemek istemeyen yapısıdır belki de,

Lafı getirmek istediğim yere getiremeyeceğim nasılsa, eveleyip geveliyorum.

Bill Me Later Nedir?

İnceleme için, Tio İş Geliştirme ekibine yeni katılan ve 1,5 ay süreyle bizlerle olacak olan Halil Cem Burnaz’a teşekkür ederim.

image

“Bill Me Later” bir anlamda PayPal tarzinda bir ödeme sistemidir. Sistemin amacı “şimdi al, sonra öde” dir. 2002’den beri aktif olan bu sistemin 3 milyona yakın kayıt olmuş üyesi vardır. 700’den fazla birlikte olduğu web sitesi bulunmaktadır (Amazon, ToysRus.com, Walmart.com, Apple,…) 2007 yılında 100 milyon dolara yakın bir gelire yaklaşacağına inanılıyor.
Şu ana kadar 200 milyon dolarlık yatırım yardımı ve 640 milyon dolarlık borç izni almıştır. Bill Me Later sistemi CIT Bankasıyla çalışmaktadır.

Bill Me Later’ın Gelir Modeli:

BML her işlem üzerinden %1.5 komisyon almaktadır. Visa ve Mastercard’ın oranı ise %2’dir.
Ayrıca müşterilerin geciktirdiği ödemelerden kazandıkları finans ücretleri vardır.

Bill Me Later’ın çalışma tarzı (Müşteri):

Müşteri Bill Me Later ile çalışan www.amazon.com  mağazasından $1000’lık bir alışveriş yapar(Ocak 1’de). Ödeme seçeneklerinde Bill Me Later’ı seçer ve çıkan hesap girişinde, dogum gununu ve kendine özel olan Sosyal Güvenlik Numarası’nı son 4 rakamını girer. BML Sosyal güvenlik numarasını ve dogum gununu eşlendirir ve onaylar(hem kredi kontrolünün hem de kişinin onaylanması). www.amazon.com sitesine onayı yollar ve alışveriş gerçekleşir. Adres bilgisi haricinde başka bir bilgiye (hesap, vs…) gerek olmaz.

BML müşteriye faturayı keser ve adresine yollar. Müşteri 90 gün içinde herhangi bir zaman hiç bir faiz veya benzer bir masrafla karşılamadan faturanın orijinal bedelini ödeyebilir. <<Bu süre içinde satıcıların 30 ile 90 gün arasındaki iade seçenekleri nedeniyle firmanın muhasebesine bile geçtiğine inanmıyorum.>> Eğer 90 günlük süre zaafında müşteri faturayı ödeyemezse o zaman bir yıllık faiz ve ödeme planı aktif ediliyor. $1000’lık fatura bir anda bir yıl içinde ödenmesi gereken $1195.81 e dönüşüyor. Yani yıllık %19.99’lık bir faiz değeri uygulanıyor. Mayıs 1’den itibaren 11 ay boyunca $100’lık ve son 1 ay da $95.81’lik bir ödeme planı yaratılıyor.
(Oranlar böyle olsa da her finanse etme durumunda minimum finans masrafı $2’dır.)

Bill Me Later Avantajları:

Satıcılar için:
•    %25 daha az komisyon
•    Kredisi dolmuş müşterileri hedefleyebilir
•    Kredi kartı numarasını vermek istemeyen, güvenmeyen bir müşteri segmentini hedefleyebilir.

Müşteriler için:
•    Her siteye ayrı ayrı kredi kartını vermesini önler
•    Masraf görmeden kredi limitinin üstüne çıkabilir.
•    Kredi kartı dekontunda gözükmesini istemediği ürünleri alabilir
o    Kredi kartı dekontunda alışveriş yaptığı yerin gözükmesini istemeyebilir.

Mastercard ve Visa’ya karşı :
•    Daha ucuz operasyon masrafları var
o    Çünkü müşterilerinin %80’i internetten ödemelerini yapıyorlar.
o    Pazarlamaya müşteri hesabı başına $6’dan az harcayarak bu kadar yükseldiler.
•    Mastercard ve Visa ise hesap başına yüzlerce dolar harcıyorlar.