Uğraştığım iş gereği Elektronik Ticaret sektörüne girmek isteyen, yatırım arayan, klon veya yeni iş modelleri ile bankaları ziyaret eden birçok üye işyeri ile görüşme imkanı yakalıyorum. Sektörde faaliyet gösteren irili-ufaklı tüm üye işyerlerine bir noktada temas ettiğimi söylemek doğru olur.
Bazen iş modeli danışmanlığı, bazen fraud, charge-back, ödeme sistemleri, bazen de Pazarlama faaliyetleri hakkında konuşuyoruz “yetkililerle”
Özellikle kısa dönemde hızlı büyümesine canlı tanık olma fırsatını yakaladığım “Private Shopping” modeli ile birlikte retailer tarafında “Markafoni Effect” olarak adlandırılan bir sürece girdik, şimdilerde birçoğu E-Ticaret ekosistemine girmiş olmasına rağmen çok azının beklediği cirolara ulaşabildiği bir süreci tetikledi Private Shopping.
Private Shopping’i açmak gerekirse; bu modeli benimseyen web sitelerinde, yüksek hacimle ürün satan retailer’ın “–bu işi kendimiz neden yapmıyoruz?” diyerek, plansız, programsız sektöre girmesi olarak özetleyebiliriz. İşte tam bu noktada Elektronik Ticaret’in sadece web sitesi açmaktan çok daha farklı bir olgu olduğu gerçeği ile karşılaşıyor retailer. Bu iş sadece web sitesi açmaktan ibaret olsaydı; sayabileceğimiz e-ticaret yapan işyeri adeti “15-20”’yi geçmezdi. Oysa ki 3.000’in üzerinde bu işi yapan web sitesi bulunuyor.
En belirgin eksikliğin yukarıda da vurgulamaya çalıştığım “yetkili” addedilmiş iş kolunda olduğunu söyleyebilirim. Bu eksiklik dolayısıyla vizyonel sorunları da beraberinde getiriyor. Bir araya geldiğimiz ekip çoğunlukla Finans müdürü, Muhasebe müdürü, IT Müdürü vb. fonksiyonel departmanlardan oluşuyor. İşin asıl sahibi olması gereken, online dünyayı ve dinamiklerini bilen Elektronik Ticaret Yöneticileri’ni bu şirketlerde görme imkanı çoğu zaman yakalayamıyoruz. Küçük bir ihtimal böyle bir pozisyon varsa bile; görevi site, banner tasarımıyla sınırlı kalıyor. (O yüzden ara ara Elektronik Ticaret yöneticisinden ne anlıyorsunuz diye sorarım Sosyal Medya’da)
Eline sağlık Emre, güzel bir noktadan yakalamışsın.
Sürekli shift eden paradigmalar var. Markafoni effect te bunlardan biri. Son dönemin furyası.
Bir de klasik esnaf geleneğinden gelen “biz neden yapmıyoruz, onlar girdi bizde girelim, bu işte çok para var” alışkanlığı eklenince sorgulamadan, faydası olacak mı olmayacak mı ölçüp biçmeden, biz bu işi ne kadar biliyoruz ya da bilebileceğiz demeden fırsat sitesi açıyor insanlar.
Bazen şaşırıyorum ne kadar fırsat sitesi var diye, birşey ararken farklı farklı fırsat site reklamlarına rastlıyorum.
Ki bunlardan bir kısmının güvenilirliği de tartışılır. Burda kredi kartı sahteciliğinden bahsetmiyorum, o konunun başka bir tarafı.
Fırsat var diye insanları çekip sonra aslında öyle bir fırsatın olmadığı ortaya çıkınca iyi olmuyor ya da o fırsatın aslında göründüğü gibi olmadığı ortaya çıkınca yine iyi olmuyor.
İşte bahsettiğin bu e-ticaret yöneticileri ya da potansiyel e-ticaret yöneticileri en azından bir dot com bubble ‘ dan haberdar olsalar fena olmaz ki bu ilk meşhur dikkat çekici internet balonlarından biridir.
Bu sürekli tekrar eden döngü içinde çok kayıp vermeden yatırım yapabilirler ve hatta aksine karlı işlere girebilir ve bu işleri sürdürebilirler diyorum.
Mehmet Emin Coşkun.
—
Emre Bey makaleniz için teşekkürler.