Kredi Kartlarının İnternet Alışverişine Kapatılması

Tüm sektör paydaşları olarak kullanıcıların internet üzerinden alışveriş refleksini iyileştirmeye çalıştığımız şu dönemde rekabet halinde olduğumuz birçok etmen var. Sıralamakla bitmez ama şöyle hızlıca bir bakacak olur isek; havaların güzelliğinden tutun alışveriş merkezlerinin çokluğuna, kargo şirketlerinin teslimat sürelerinden pazar yeri satıcılarının henüz istediğimiz seviyelere ulaşamayışına değinebiliriz.

Tüm bu olumsuzluklara rağmen %25’in üzerinde (gelişmiş pazarlarda bu rakam tek hanelerdedir) bir büyüme ile Hindistan ve Latin Amerika pazarının arkasından en hızlı büyüyen ülkelerden birisi konumunda Türkiye. %3’ün altındaki dijital ticaret payımızı çok hızlı bir şekilde %7–8’lere çıkarabilme şansımız olduğu düşünüldüğünde bu büyümenin de katlanarak artacağını söylemek çok yanlış olmaz. Kilit nokta, yüksek frekansta internet üzerinden alışveriş yapan 5 milyon kişiye yeni milyonlar eklemek hemen her paydaşın vazifesi olmalı.

40 milyonun üzerinde internet kullanıcısı olan, 18m’un üzerinde kullanıcının bankaların internet şubesini kullandığı bir ortamda sadece 5 milyon kabul edilebilir bir rakam değil. Burada kredi kartlı ödemelerin dışında alternatif ödemelere yani lisanslı ödeme kuruluşlarına ciddi bir yük düşüyor ki bu başka bir yazının konusu. Dijital alışverişlerde kredi kartı kullanımının %90’lara ulaşmasının sebebi bu konuda çok iyi olduğumuzdan değil, alternatif yöntemler ile yeteri kadar müşteriye ulaşamamızdan kaynaklanıyor.

Bir önceki yazımda sektörle ilgili kamu ve kuruluşların desteğinden bahsetmiştim, burada da hemen hiç kimsenin anlayamadığı kredi kartlarının tamamının internet alışverişlerine kapatılmasına değinmeden edemeyeceğim. Yanlış duymadınız! Yeni regülasyon ile birlikte internet üzerinden daha önce alışveriş yapmış olsun olmasın tüm kredi kartları internet alışverişine kapatılıyor. Kullanıcılar bankaları ile SMS, internet bankacığı vb kanallardan iletişime geçip talimat vermez ise; bu kartlar kapalı kalacak ve dijital ödeme yapmaya çalıştığında hata alıyor olacak. tekrarlayan / düzenli ödemeler ile ödeme toplayan şirketler ve kullanıcıları da ciddi bir kayıp bekliyor maalesef.

İlk lanse edildiğinde 2017 Ağustos ayı içerisinde planlanan bu geçiş, sektör paydaşları ve derneklerinin oldukça tepkili ve haklı bastırmasıyla önce Aralık sonuna sonra da Ocak ayı sonuna ertelendi. Ertelenme sebebi de hepinizin tahmin edeceği üzere milyonlarca kişinin henüz kartlarını internet alışverişine açtırmamış olmasıydı. Bilinçsizce hareket ettiği için internet üzerinden dolandırılan birkaç kullanıcının şikayeti sonrası alınan bu karara ilişkin bu saatten sonra bir iptal beklemek çok mümkün gözükmüyor.Maalesef yanlış yaptık demeyi sevmiyoruz milletçe! Yerleştirilmeye çalışılan dijital alışveriş güvenlidir algısını nasıl bir çırpıda kendi kendimize yerle bir ettiğimize de girmek istemiyorum, zira TOBB çatısı altında bu konuda epey bastırmama rağmen algı kavramını anlatamadım ilgililere, yine aynı gün tüm e-Ticaret meclisinde tüm katılımcılara sorduğumda orada bile henüz odanın %35’e yakını kartlarını açtırmak için gerekli aksiyonu almamıştı.Bu da maalesef %35’lik bir para, zaman ve enerji israfı olarak geri dönecek eko-sisteme, toparlamamız için muhtemelen 3 aya ihtiyacımız olacak ki büyük kayıp!

Çözüm ise çok basit; son 6 ay-1 yıllık periyotta dijital alışveriş yapmış kredi kartlarını açık bırakalım, gerisi için bu kuralı uygulayalım yeter. Herkes kazanır. Sektör için hemen her yerden destek istediğimiz şu günlerde bu gibi hareketler bazen gölge etme, başka ihsan istemem dedirtiyor.

2017’de PayU ve Fintech eko-sistemi

PayU’nun Türkiye’de faaliyetine başlamasının üzerinden 6 yılı biraz aşkın bir süre geçmiş. Bu aynı zamanda Türkiye’de PSP’lerin de doğduğu yıla götürüyor bizi. Geriye dönüp baktığımda kişisel olarak beni en çok tatmin eden şeyin aslında PayU değil de tamamiyle eko-sistem ekseninde konuları ele almaya çalışıyor olmamız olduğunu söyleyebilirim. PayU Türkiye ile Hindistan’dan sonra en hızlı büyüyen 2. Ülke olmamız, 2017 yılı içerisinde karlılığı yakalamamız, cirosal anlamda Türkiye’nin en büyük ödeme kuruluşu olmamız ilki kadar tatmin etmiyor beni ve ekibimi. Biliyoruz ki ülkece çok daha fazlasını yapabilir, dokunduğumuz herkesin hayatını daha iyiye doğru değiştirebiliriz.

2017’ye kısaca bakacak olur isek; BDDK, Rekabet Kurumu, Gelir İdaresi başkanlığı, Masak nezdinde atılan birçok olumlu adım var. Finansal okur yazarlığı artırıp, bankacılık dışında da alternatif bir finans sektörü yaratabilmek için epey çaba sarf ettik Burhan Eliaçık liderliğinde, ODED çatısı altında. Burada iş birliklerinden dolayı tüm lisanslı ödeme kuruluşlarına kişisel olarak da teşekkür etmek isterim. Sıfırdan ayağa kaldırdığımız bir eko-sistem için rekabet yerine birlikte iş yapış şeklini benimsemeye çalışıyor olmamız sektör için de büyük kazanç oldu.

TOBB çatısı altında, eTicaret meclisinde de atılan, ses getirecek adımlar var. Örneğin; e-Ticaret işletmelerinin ihracata ilişkin yaşadığı sorunları büyük ölçüde çözmek üzereyiz. Meclis başkanı Oget Kantarcı ve yardımcıları herkese eşit uzaklıkta, çok güzel işler çıkardılar kısa zaman içerisinde.Elbette çok çaba sarfetmemize rağmen hala doğru formüle edemediğimiz konular da oldu. Örneğin; kredi kartlarının anlamsız bir şekilde internet üzerinden alışverişe kapatılması konusu gerek Türkiye gerekse yurtdışı pazarda çok ses getirdi. Yabancı firmaların Türkiye’ye biraz daha şüphe ile bakmasına sebep oldu bile diyebilirim. Neyse ki uzun süredir erteletebilmeyi başarıyoruz bu konuyu, temennim en azından 2018 ilk yarısını atlatabilmek.

Yine 2017 yılında da startup’lar ile olan iş birliklerimize tam gaz devam ettik, Türkiye’de alternatif en fazla ödeme yöntemini kendi üzerinde barındıran platform PayU oldu. Compay’den UPT’ye birçok yerli ödeme sistemi ile iş birliği halinde olan tek ödeme servis sağlayıcısıyız. Bu işleri kendi başımıza yapmayı bir an için bile düşünmedik. Yurtdışından servis olarak aldığımız mPOS çözümünü kullanmayı bırakıp, Türkiye’den bir startup ile yola devam ettik. Bu yıl onların çözümünü PayU’nun tüm ülkelerine götürüyor olacağız.

2017 yılı içerisinde PayU Hub’ı devreye alarak, Türkiye’de yaptığımız tüm ödeme yöntemlerini tek platformdan sunma beceresini, tüm dünyaya yaymayı başardık, bu minvalde Uber, Aliexpress vb birçok ülkede faaliyet gösteren global işletmeler  PayU Hub ile entegre olarak faaliyette bulundukları tüm ülkelerden alternatif ödeme yöntemleri ve local acquiring ile ödeme alabiliyorlar. 2018 yılında online kredi ile birlikte *cross border en çok ses getirecek iki konu. Top 500 global işletmeyi bu platform ile onboard etmek istiyoruz. Bu Türkiye’de birlikte çalıştığımız bankalara da ciddi bir hacim getireceğimiz anlamına geliyor. Kişisel olarak en büyük hedefim bu platformla Türkiye’den de global işletmeler yaratabilmek. Birlikte çalışmaya başladığımız irili ufaklı birçok aday kurum oldu şimdilik.

Global işletmeler demişken, Türkiye ve Türk insanı olarak en büyük eksiğimiz global düşünmek, bunu katıldığım her platformda iliklerime kadar hissediyorum. 2018 yılı hepimiz için; daha çok global iş yapmayı başarabildiğimiz yurtdışında da fırsatları yakaladığımız, mevcut teknolojilerimizi yurtdışına ihraç edebildiğimiz bir yıl olsun.

*İşletmelerin sınırlar arası yaptığı ticaret

2013 Sektör Değerlendirmesi ve 2014 (eTicaretMag Röportaj)

2012′ye kıyasla Türk e-ticaret sektörü 2013′te ne gibi değişimlere uğradı? Sektör sizce ne kadar büyüdü?

İnternet üzerinden yapılan ödemelerde yüzde 30’un üzerinde bir büyüme yakalayacağız gibi gözüküyor. Gerçek anlamda e-ticaret cirolarına baktığımızda ise; bu büyümenin altında kaldığımızı söyleyebilirim. 2013 yılının konsolidasyon yılı olmasını bekliyorduk. Öyle de oldu. Kârlılığı yakalayamayan, yeterli nefesi olmayan işletmelerin yola devam edemediğini gördük.

Benim de uzun zamandır inandığım bir gelişme olarak, dikey e-ticaret tarafındaki oyuncuların da iş modellerinde küçük değişiklikler ile dikeyden yataya geçtiklerine tanıklık ettik. Görünen o ki sektör henüz kalabalık dikey oyuncu pazarını doyurabilecek kadar olgunlaşmış değil. 2014 yılı işletmelerin cirodan çok kârlılığa odaklanmak zorunda olduğu bir yıl olacak.

2013 yılını online ödeme sistemleri açısından ele alacak olursak Türkiye ve dünyada nasıl gelişmeler yaşandı? Alternatif ödeme sistemlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye ödeme sistemi altyapıları anlamında dünyanın birçok ülkesinden ileride. Bu bilgi birikimi ile Türkiye’de şekillenen çalışma mantığı ve güvenliği açısından baktığınızda, yabancı muadillerinden çok daha ileri teknolojilere sahip alternatif ödeme sistemlerimiz mevcut. Bunlar arasından BKM Express ile BKM’nin çok iyi işler yaptığını, bunu yaparken de insanları internet üzerinden alışverişe özendiren TV reklamları ile sektöre dinamizm getirdiğini söyleyebilirim. Biz de PayU olarak BKM ile yaptığımız işbirliği çerçevesinde BKM Express’i PayU üzerine entegre ederek işletmelerimize sunmaya başlıyoruz.

Alternatif ödeme kanallarının en güçlü olduğu ülkeler, İngiltere, Almanya, Fransa, ABD ve Avustralya gibi e-ticaretin patlama yaptığı ülkeler. Bu ülkeler dışında alternatif ödeme yöntemlerinin toplam ekosistem içerisindeki payı henüz iki basamaklı rakamlar bile değil. Özellikle mobil cihazlar üzerinden yapılan ticaretin artması ile alternatif ödeme sistemlerinin de pazarda kendine yer bulacağına inanıyorum. Burada bir ödeme sisteminden öte, katma değer yaratabiliyor olmak önemli.

Okumaya devam et “2013 Sektör Değerlendirmesi ve 2014 (eTicaretMag Röportaj)”

2013’te PayU ve Türkiye Pazarı’nda PSP’lerin Doğuşu

PayU ile birlikte Naspers ailesi ve Naspers’ın internet yatırımlarını 4 dikey segmentte yöneten Allegro Group ile tanışmamın üzerinden 2 yılı aşkın bir süre geçmiş. Henüz PayU altyapısının ne olduğunu, neler sunabileceğimizi anlamaya çalıştığım günden bugüne kadar düşündüğümüz tek şey; Türkiye’de Elektronik Ticaret ekosistemini büyütmek, yeni oyuncuları hızlı ve steril bir ortamda online dünya ile tanıştırmak, halihazırda bu işi yapan işletmelerin de iş yapış şekillerini iyileştirerek asıl işlerine odaklanmalarını sağlamaktı.

Bugün dönüp geriye baktığımda PayU olmadan sağlıklı bir şekilde e-ticarete başlayamayacak binlerce işletmeden tutun da, yine PayU sayesinde milyonlarca TL riski bertaraf eden Türkiye’nin en büyük online işletmelerine, hemen herkese temas eden bir ödeme sistemleri platformu görüyorum. Bu başarıda MasterCard ve VISA’ya kayıtlı Türkiye’nin ilk (yanılmıyorsam tek) PSP’si olan PayU’ya ve ekibime sonsuz güven duyan acquirer bankalarımızı (8) ve Sn. Soner Canko önderliğindeki BKM’nin katkısına değinmezsem olmaz.

PayU’nun başarısındaki kırılma noktası; grubun Türkiye, Rusya ve Brezilya’ya duyduğu büyük güven.  Başarılı ve yoğun bir çalışma gerektiren “lokalizasyonun” önünü açan da bu güven oldu.

Faaliyetimize başladığımız Eylül 2011’de önümüzdeki iki yol vardı. Bunlardan ilki dünya çapında başarılı olmuş birkaç çözümümüzü Türkiye’ye getirmek, diğeri tamamen Türkiye’ye özel, özel dikim bir ürün ortaya çıkarmaktı. Bugün düşününce uzun ve zahmetli bir yolu tercih ederek ne kadar doğru bir karar verdiğimizi görüyorum. Türkiye’ye değer vermiş, buna paralel değer katabilmişiz.

Birçoğunuzun bildiği gibi yaklaşık 9 aylık yoğun bir lokalizasyon çalışmasının ardından PayU Türkiye, tek entegrason, tek sözleşme, tek fiyat, tek yönetim paneli, tek mutabakat, tek vade, fraud filtreleri, 7/24 fraud monitoring ekibi sayesinde bankalardan sonra Türkiye’nin en büyük ödeme platformu oldu. Bir yıl içerisinde toplam e-ticaret cirosunun yaklaşık %7’sine ev sahipliği yaptı. 2014 yılı öngörülerimizde Türkiye’deki e-ticaretin %17’sine ev sahipliği yapacak bir platformun doğuşuna tanıklık etmiş olmak inanılmaz bir keyif. İlk işlemin yine PayU Türkiye ile aynı yaşta olan oğlum Ege’nin domain ismi olması hayatımda apayrı bir yere koyuyor ekipçe yaptıklarımızı.

Her zaman savunduğum bir görüştür bu: Ekosistemi büyütecek oyuncuların başında ödeme sistemleri, bankalar ve lisansör kuruluşlar gelir. Bunları lojistik altyapı ve gelişmişlik takip eder.

2013 yılına baktığımda;

• 4.000. işletmesi ile sözleşme imzalamış bir PayU
• Onlarca etkinliğe sponsor olmuş, birçoğunuzun adını bile duymadığı girişimcilik kulüplerini maddi ve manevi desteklemiş bir PayU
• Anlaşmalı olduğu bankalar sayesinde tüm kredi kartlarına taksit imkanı sunabilen bir PayU
• Yine anlaşmalı bankaları sayesinde tüm işyerlerine ek taksit, öteleme, vb. gibi kampanyalar sunabilen bir PayU
• PayU Bridge ile havayolu şirketlerinden, tüketici elektroniğine kadar tüm işletmelere dokunabilen bir PayU
• İşletmelerinin toplamda 5,2 milyon TL charge-back riskini bertaraf eden bir PayU
• Özellikle acquirer bankaların sektöre olan ilgisini canlı tutan, öğrenen, öğreten bir PayU
• Türkiye’ye ilk PSP’yi getiren, bu iş modelinin önünü açan bir PayU
• İş ortakları ile düzenlediği eğitimler sayesinde hiçbir gelir kaygısı olmadan işyerlerini ve sektörü eğiten, işlerini büyütebilmeleri için birçok anlaşmayı getiren bir PayU
• Türkiye’nin en iyi ekibini bünyesinde barındıran bir PayU görüyorum.

2014 yılı 2013’ten çok daha güzel geçsin. İşlerinizi büyütmek, iyileştirmek isterseniz ben ve ekibimle dilediğiniz zaman görüşebilirsiniz.

Türkiye’de E-Ticaret, Cirosu ve Ödeme Alışkanlıkları

Türkiye’de e-ticaret’e yapılan ilk yatırımın üzerinden neredeyse 15 yıl geçti. Tahminlerin aksine ilk yatırım ne Migros’un Kangurum’u, ne de Hepsiburada olarak bildiğimiz infoshop.com’du. İlk yatırım yıllar yılı sektörün odağında olacak, en ufak bir hareketi sektöre ciddi etki edecek bankalardan gelmişti.

Bu alt yapı yatırımlarının akabinde hızla yeni oyuncular piyasaya girmeye başladı. Sektör bankalardan, bankalar sektörden, lojistik sektörü her ikisinden de öğrenmeye başladı. O dönemler, henüz adı konulamamış olsa da “complementary” (birbirini tamamlayan) güçlü bir altyapısı oldu Türkiye’nin. Yıllar yılı temelleri bu denli sağlam atamayan birçok Orta Doğu ve Doğu Avrupa ülkesi büyük potansiyelerine ragmen “zorlama ödeme sistemleri“ ile e-ticaret eko-sistemlerini büyütmeye çalışacaklardı. Ukrayna ve Romanya’nın COD (kapıda ödeme) sorunsalı, Polonya’nın düşük kart kullanım alışkanlığı, Rusya’nın yetersiz ödeme sistemi ve zayıf lojistik altyapısı ve daha niceleri…

Bugün yurtdışında konuştuğumuz hemen herkes, 50 milyonun üzerinde kredi kartı, (90M+ Debit) güçlü lojistik altyapımız ve early adopters (erken benimseyen) genç nufüsumuzdan bahsediyor. Türkiye’den başka sadece Brezilya’da bu minvalde kullanılabilen taksit ve loyalty (sadakat) altyapımızın başka bir örneği daha yok. Türkiye’de geliştirdiğimiz birçok online ödeme sistemi teknolojisini Doğu Avrupa ve Batı Avrupa’ya pazarlamaya başladık. Bu bağlamda özellikle ödeme sistemleri tarafında bir işletmenin ihtiyaç duyabileceği her türlü argümana kolay ulaşabilmeniz mümkün.

Pazar’la ilgili konuşurken; aşağıdaki görselde Türkiye’nin toplam online ödemelerini ve bunun içerisindeki e-ticaret payını görebilirsiniz. Son 1,5 yıldır BKM (Bankalararası Kart Merkezi) bankalardan aldığı Sanal POS raporlarını olabildiğince doğru raporluyor. %100 doğru rapor alamamızın nedeni; yıllar yılı Sanal POS’ların bankalar tarafında “5964 MCC” (kategori kodu) ile takip edilmesiydi. O dönemler ECI (E-commerce Indicator) kullanmadığımız için; kolay yoldan, tüm işletmeleri tek bir kategori kodu altında takip ettik. Böylece bu kategoriden gelen riskleri (CNP – Card Not Present) daha sağlıklı takip edebileceğimizi düşündük. Geçmişten gelen Sanal POS’ların kategori kodu düzeltilemediği için; doğru raporlanamayacak binlerce online işletmemiz var. Diğer taraftan tek bir Sanal POS kullanmasına ragmen internet üzerinden satış yapan, IVR (çağrı merkezi) ile kredi kartı bilgilerini toplayan ve bilgisayar başında son kullanıcı adına provizyon alan çok büyük tatil-uçak bileti acentalarımız var. Böyle bir işletmenin cirosu içerisindeki gerçek anlamdaki e-ticaret cirosunu bilebilmemiz maalesef mümkün değil.   Bu durum ve MCC kodlarında yaşadığımız karmaşa yüzünden e-ticaret cirolarında kesin bir rakama varamayacağız gibi gözüküyor.

Tabloda ayrıca web sitelerinizde gözden kaçırdığınız, yeteri kadar önem vermediğiniz kredi kartı ile ödeme’nin toplam e-ticaret işlemleri içerisindeki payını da bulabileceksiniz. Bununla hemen birkaç soru geliyor akla;

–       Web sitenizde banka kartı (debit kart) geçiyor mu?

–       AMEX kart ile alışveriş yapılabiliyor mu? (15 karakter kart, 4 karakter CVV)

–       Tüm kredi kartlarına taksit yapılabiliyor mu? (Paraf?)

–       Banka kartı bilgilerinigirip, yanlışlıkla taksiti seçen bir kullanıcının işlemi red mi ediliyor? Yoksa bu işleme peşin devam etmek istersiniz gibi bir uyarı mı çıkarıyorsunuz?

–       Her taksitli işlemde son kullanıcıya kazandırdığınız loyalty sadakat (loyalty) puanlarını, web sitenizde kullandırabiliyor musunuz?

–       Fraud – Chargeback’e ilişkin aldığınız önlemler neler?

–       PCI-DSS tarafında ne gibi aksiyonlar alıyorsunuz?

–       Etc.

Avrupa’da %2’ler seviyesine yaklaşan Conversion Rate’lerin (dönüşüm oranı) Türkiye’de birçok online işletme için hala 1’ler seviyesine gelememiş olmasının birçok nedenini de içinde barındırıyor bu sorular.  Geleceği yakalamaya çalışıp, alternatif ödeme sistemlerini hızla web sitelerimize entegre ederken, asıl ödeme argümanına ilişkin yapabileceğimiz optimizasyonları gözden kaçırıyoruz.

PayU Türkiye E-Ticaret Ekosistemini Büyütüyor.

Digital Age’in yeni ödeme sistemleri ekinde yayımlanan röportajımın bir kısmına aşağıdan ulaşabilirsiniz.

PayU iş modelini tanıtır mısınız? Hangi ülkelerde operasyonlarınız var ve neden Türkiye’de özel bir operasyon kurmak istenmiş? Dünyanın en önemli medya ve e-ticaret markalarını bünyesinde bulunduran Naspers’ın bir iştiraki olan PayU olarak şu an Latin Amerika’da Brezilya, Arjantin, Şili, Peru, Kolombiya, Meksika ve Panama, Güney Afrika, Ukrayna, Hindistan, Çek Cumhuriyeti, Polonya, Romanya, Macaristan, Rusya ve Türkiye olmak üzere dünyanın 16 ülkesinde faaliyet gösteriyor ve 25 binin üzerinde online işletme ile çalışıyoruz. Türkiye e-ticaret pazarı son yıllarda hızla büyüdü. Bu hızlı büyüme ve gelişim, ödeme alanında da yeniden şekillenen ihtiyaçları da beraberinde getirdi. PayU Türkiye olarak sadece Türkiye’deki ihtiyaçlara odaklanıp bunları karşılamak için Eylül 2011’de faaliyetimize başladık.   Ciddi bir yazılım geliştirme döneminin ardından sistemlerimizi Mayıs 2012’de devreye aldık. Kısa zaman içerisinde 2,000’den fazla üye işyeri ile sözleşme imzaladık ve çalışmaya başladık. Türkiye’de e-ticaret yapan her firmaya temas ederek, havayolu taşımacılığı şirketlerinden özel alışveriş kulüplerine, turizm şirketlerinden pazar yerlerine (marketplaces) kadar herkes ile çalışıyoruz, çalışmadıklarımızla da anlaşmak üzere görüşmeler yapıyoruz. Türkiye’de MasterCard ve VISA’nın yasakladığı kategoriler dışında faaliyet gösteren şirketlerle çalışıyoruz. Markafoni, Zizigo, Misspera, Tatilsepeti, Kitapyurdu, Grupfoni gibi aktif olarak çalıştığımız ve çalışmak için görüştüğümüz birçok önemli şirket var. Ayrıca PayU’nun da katkıları ile şimdiye kadar faaliyetine başlayan birçok işletme oldu. Bu işletmelerin başarı hikayelerinin bir parçası olmak bizleri sevindiriyor ve motive ediyor. Şimdiye kadar yüzlerce işletme ile görüşme fırsatımız oldu. Bu görüşmelerden elde ettiğimiz içgörülerden hareket ederek Türkiye’de online ödeme sistemleri alanında iki temel sorun olduğunu söyleyebiliriz: Birincisi işletmelerin sanal POS alıp e-ticarete başlayamaması; ikincisi ise e-ticaret yapan küçüklü büyüklü birçok firmanın karşılaştığı ters ibraz (chargeback) sorunu. PayU olarak Türkiye’de bu iki temel sorunu çözmek için organizasyonumuzu, ürün ve hizmetlerimi

PayU Fraud Filter

zi şekillendirdik.  Neden e-ticaret siteleri sizi tercih etsin? PayU Türkiye olarak Türkiye’deki online ticaret yapan ve yapmak isteyen işletmelerin öncelikli ihtiyaçlarına yönelik çözümler geliştiriyoruz. MasterCard ve VISA’dan aldığımız izinler kapsamında e-ticaret yapan veya yapmak isteyen işletmelere tek sözleşme ile altı bankanın sanal POS’una bir günde ulaşma imkanı sunuyoruz. 100’ü aşkın sahtecilik (fraud) önleme filtresi, PCI DSS ve SSL sertifikalarına sahip üyelik gerektirmeyen ve özelleştirilebilen ödeme sayfaları, sahtecilik konusunda uzman ekibimizle işletmelerin ödeme süreçlerindeki risklerini (chargeback) en aza indiriyoruz. Sadece sahtecilik (fraud) önleme alanında hizmet sunduğumuz üye işyerlerimizde PayU sanal POS’ları ile çalışması zorunluluğunu aramıyoruz. Bu alanda Türkiye’nin önde gelen birçok e-ticaret işletmesi ve bankasıyla işbirlikleri yapıyor kimileri ile de çalışmak için görüşüyoruz.

Üye işyerlerimize sunduğumuz yönetim paneli ile üye işyerlerimiz, satış performanslarını anlık olarak izleyebilmekte ve farklı banka POS’larını tek bir ekrandan yönetebilmektedir. Tüm bankaların sanal POS’larını tek bir komisyon oranı ile işletmelerimize sunuyoruz, istisnalar dışında tüm işyerlerimize ödemelerini, taksitli alışveriş bile yapılmış olsa, Cuma günü yapıyoruz. Bu da onların nakit akışlarını oldukça olumlu etkiliyor.

İlerleyen aylarda üye işyerlerimize dünyanın en gelişmiş mobil cüzdanları olan BKM Express’i ve Turkcell Mobil Cüzdan’ı da sunarak onların ödeme alanındaki neredeyse tüm ihtiyaçlarını karşılamış olacağız. Böylece üye işyerlerimiz asıl işlerine daha da rahat odaklanacak. Çalışma prensipleriniz? Hangi siteler sizinle çalışmalı? Dünyanın en önemli e-ticaret markalarını bünyesinde bulunduran Naspers’ın bir iştiraki olarak uluslararası düzeyde sahip olduğumuz bilgi deneyimini Türkiye e-ticaret pazarının ihtiyaçlarını karşılamak için kullanıyoruz. Kendimizi Türkiye e-ticaret sektöründeki işletmeler için güvenilir bir iş ortağı olarak konumlandırıyor, e-ticaret yapan veya yapmak isteyen herkese temas etmek istiyoruz. Kısacası herkese PayU’da bir şeyler sunmayı planlıyoruz. Yeni dönemde ödeme sistemleri tarafındaki Türkiye ve dünya öngörüleriniz neler? Türkiye’deki ödeme sistemleri sektörü sergilediği hızlı büyüme ve sahip olduğu potansiyel ile global pazarda da dikkat çekiyor. Türkiye pazarına yabancı yatırımların ilgisi ve pazardaki oyuncuların halihazırdaki rekabeti de bunun iyi bir göstergesi.  BKM verilerine göre 2012 yılı sonu itibarı ile Türkiye’de 54,3 milyon kredi kartı ve 91,2 milyon banka kartı var. Bu oldukça iyi bir rakam. Ödeme sistemleri alanında yeni teknolojilerin kullanıldığı oldukça gelişmiş bir altyapımız var. Bu altyapı, genç nüfus ve yukarıda da belirttiğimiz kart rakamları ile harmanlandığında Türkiye’yi eşsiz bir pazar haline getiriyor. Diğer taraftan Avrupa’ya kıyasla yeni iş modellerini hayata geçirmek konusunda da oldukça iddialı olduğumuzu söyleyebilirim. 2013 yılı sonuna doğru ödeme sistemleri alanında bir takım kanunların yürürlüğe girmesini bekliyoruz. Bu düzenlemelerle birlikte ödeme sistemleri alanında faaliyet gösteren oyuncuların daha sağlıklı ve güçlü şekilde yollarına devam edeceğini öngörüyoruz. Ayrıca alışılmışın dışında çalışma yapısına sahip olan kimi ödeme sistemlerinin Türkiye pazarına gireceğini öngörüyoruz. Ancak kredi kartı dünyasının bu kadar gelişmiş olduğu Türkiye pazarında, mevcut alışkanlıkları değiştirecek bir sistemi kısa vadede görmeyeceğiz. Kredi kartı odaklı sistemin mevcut ihtiyaçlar doğrultusunda optimize edildiği bir yıla tanık olacağız. Önümüzdeki yıllarda bütünleşik ödeme sistemlerini daha fazla göreceğiz. Örneğin metro duraklarında mobil cihaz vasıtasıyla QR kod okutarak alışverişlerimizi yapabileceğimiz, ihtiyaçlarımızı karşılayan en doğru ürünü, belki arkadaşlarımızın yönlendirmeleriyle bize en yakın mağazadan gerçek zamanlı bulup, alabileceğimiz yıllar bizleri bekliyor. Bu tip uygulamalarla birçok perakende devi, müşteri memnuniyetini ve satışlarını yukarı çekecek. Bu dinamizmi yakalayamayan birçok perakende oyuncusunun da ciddi sorunlarla karşılaşacağına tanık olacağız.

Ödeme Sistemleri’nin E-Ticaret’in Büyümesi Açısından Önemi

Digitalage’de yayımlanan yazımın bir kısmına aşağıdan ulaşabilirsiniz.

Sizin gibi ödeme sistemlerinin e.ticaret’in büyümesi açısından önemi nedir?

E-ticareti, tüketicilerin hayatlarında önemli bir yer tutan alışveriş deneyimini dijital ortama taşıyarak ev konforunda diledikleri ürünü ya da hizmeti satın almalarını sağlayan bir devrim olarak nitelendirmek mümkün. Ticaretin en önemli adımı olan “ödeme”nin elektronik alışverişte tuttuğu konum gerek konfor gerekse güvenlik açısından büyük önem taşıyor. Ülkemizdeki tüketicilerin e-ticareti benimsemelerindeki hızın altında e-ticaret sitelerinden yapılan alışverişin güvenli olduğunu bilmeleri ve bu bilincin altında da kuşkusuz güvenli ödeme sistemleri yer alıyor.

PayU Türkiye olarak e-ticaretin kalbinde yer alan ödeme sürecini hem güvenli hem de kolay hale getiren çözümler üretiyoruz. MasterCard ve VISA’dan aldığımız izinler kapsamında tek sözleşme ile tüm banka kartlarına taksit yapabilmenin yanı sıra 1 günde kullanmaya başlanabilen sanal POS çözümleri, sahtekarlık izleme (fraud) filtreleri, PCI DSS, SSL gibi sertifikasyonları yine işyerlerinin hizmetine sunuyoruz. Elektronik ticaret yapmak isteyen işletmelerin hızlı bir şekilde bu dünya ile tanışmasına olanak sağlıyoruz. PayU’ya üyelik gerektirmeyen ödeme sayfaları ile kullanıcı deneyimini olabilecek en verimli hale getiriyoruz. Bütün bunların sonrasında kullanıcının yaptığı alışverişten keyif ve doyum alması mevcut e-ticaret sektörünü hem büyütüyor hem de yaygınlaştırıyor.

PayU’ya şu ana kadar ilgi nasıl? Kaç aktif üyeniz var?

PayU tüm dünyada 15 binden fazla üye işyeriyle çalışıyor. Türkiye’deki operasyonlarımıza 2011 yılının Eylül ayında başladık ve yerel hizmetler sunabilmek için yurtdışında birçok ülkede kullanılan altyapımızı tamamen değiştirdik. Türkiye’deki kredi kartı ve debit kart kullanım alışkanlıkları, taksit kültürü ülkemizi ödeme sistemleri konusunda eşsiz bir pazar haline getiriyor.

PayU, Türkiye’de sanal POS alamadığı için bu ekosistem ile tanışamayan işyerlerinin hızlı bir şekilde faaliyete başlamasına destek olarak sektördeki büyük bir boşluğu dolduruyor. Diğer taraftan halihazırda online satış yapan orta ve büyük ölçekli işletmelerde yukarıda sahtekarlık (fraud) filtreleri ve gerekli birçok sertifika ile kendi bünyelerinde yönetemedikleri süreçleri PayU’nun konusunda uzman kadrosuna bırakmasını istiyoruz. Şu ana kadar olan ilgiden çok memnunuz. Çok yakın zamanda havayolu şirketlerinden, büyük özel alışveriş kulüplerine ve tatil-tur satışı yapan şirketlere kadar her yerde farklı bir çözümümüz ile yer alıyor olacağız.

Hangi e.ticaret siteleri ile çalışıyorsunuz?

Aktif olarak çalıştığımız kendi alanında tanınmış birçok e-ticaret sitesi var. Hedefimiz genel anlamda tüm e-ticaret sektörünün en güvendiği iş ortağı olarak, sunduğumuz katma değerle sektörü daha da ileri taşımak.

E-ticaret konusunda ne gibi çözümleriniz var?

Dünyanın en önemli e-ticaret markalarını bünyesinde bulunduran Naspers’ın bir iştirakiyiz ve halihazırda 9 ülkede faaliyet gösteriyoruz. Uluslararası düzeyde sahip olduğumuz bilgi deneyimini Türkiye e-ticaret pazarının ihtiyaçlarını karşılamak için kullanıyoruz. Taksit imkanı sunan sanal POS çözümlerimizin yanı sıra gelişmiş sahtecilik (fraud) önleme filtrelerimiz ve 7 gün 24 saat hizmet veren uzman sahtecilik izleme ekibimizle Türkiye e-ticaret sektörünün en güvenilir iş ortağı olmayı hedefliyoruz. E-ticaret şirketlerine sunduğumuz en önemli avantajlardan biri ödeme sayfalarımızın kullanıcı deneyimini hiçbir kesintiye uğratmayacak şekilde tasarlanmış olması. Kullanıcılar alışverişlerini yalnızca birkaç tıklamayla sonuçlandırıyor ve siteden memnun bir şekilde ayrılıyor.

Okumaya devam et “Ödeme Sistemleri’nin E-Ticaret’in Büyümesi Açısından Önemi”

Platin Dergisi – E-Ticaret Röportajım

Temmuz ayında Platin dergisinde yayınlanan röportajıma aşağıdan ulaşabilirsiniz.

E-ticaret alanında ne gibi çözümler sunuyorsunuz? Hem şirketinizin hem de sektörün rakamsal verilerini paylaşabilir misiniz?

PayU Türkiye olarak e-ticaretin kalbinde yer alan ödeme sürecini hem güvenli hem de kolay hale getiren çözümler üretiyoruz. MasterCard ve VISA’dan aldığımız izinler kapsamında e-ticaret yapan veya yapmak isteyen işletmelere tek sözleşme ile beş bankanın sanal POS’una bir günde ulaşma imkanı tanıyoruz. 100’ü aşkın sahtecilik (fraud) önleme filtresi, PCI DSS ve SSL sertifikalarına sahip ödeme sayfaları, 7 gün 24 saat hizmet veren sahtecilik konusunda uzman ekibimiz ve işletmelerin ödeme süreçlerindeki risklerini (chargeback) en aza indirirken PayU’ya üyelik gerektirmeyen ödeme sayfalarımız ile üye işyerlerinin müşterilerine kesintisiz alışveriş deneyim sunmasını sağlıyoruz.

PayU olarak şu an dünyanın 9 ülkesinde faaliyet gösteriyor ve 15 binin üzerinde online işletme ile çalışıyoruz. PayU Türkiye olarak sadece Türkiye’deki ihtiyaçlara odaklanıp, bunları karşılamak için faaliyetimize başladık ve sistemlerimizi 3 hafta önce devreye aldık. Kısa sürede 30 işyeri ile entegrasyonumuzu tamamladık, 100 işletme ile de sözleşme sürecindeyiz. Elektronik ticaret yapmak isteyen işletmelerin hızlı bir şekilde bu dünya ile tanışmasına olanak sağlıyoruz.

Orta ve büyük ölçekli işletmelere sahtecilik (fraud) önleme filtrelerimizi, PCI DSS sertifikalı ödeme alt yapımızı sunarak global standartlara sahip bir ödeme ve doğrulama altyapısı kuruyoruz. Halihazırda kendi POS’ları ile çalışan işletmeler de PayU sahtecilik (fraud) önleme filtrelerinden faydalanarak risklerini (chargeback) minimize edebiliyorlar.

O açıdan Türkiye’de e-ticaret yapan her firmaya temas ederek, havayolu taşımacılığı şirketlerinden özel alışveriş kulüplerine, turizm şirketlerinden pazar yerlerine (marketplaces) kadar herkes ile çalışmak istiyoruz. Halihazırda birçok önemli şirket ile görüşme halindeyiz.

Türkiye’de e-ticarete ilişkin rakamlara baktığımızda henüz sektörün emekleme döneminde olduğunu görüyoruz. 2011 yılında yakaladığımız ivme ile yılı 23 milyar TL sevilerinde kapattık. Bu rakam içerisinde reel anlamda e-ticaret cirosunun 4,5 milyar TL seviyesinde olduğunu söyleyebilirim. Bu rakamlara yaklaşık 8 bin online işletme ve 6,5 milyon online alışveriş kullanıcısı ile ulaşıyoruz

E-ticarette kredi kartı kullanım oranları nasıl? Bu noktada dikkat edilmesi gereken noktalar neler?

Türkiye’de e-ticarete ilk yatırımı yapan bankalar oldu. Online ödeme sistemlerini kurmalarına müteakip online dünyaya giriş yapan işletmeler ile tanıştık. Günümüzde 50 milyon kredi kartı, 80 milyon bankamatik kartı ve genç nüfusu ile Türkiye eşsiz bir konuma sahip. Kredi kartı kullanım oranlarına baktığımızda ortalama bir işletme cirosunun yaklaşık %88’inin kredi kartları üzerinde gerçekleştiğini görüyoruz. Bunu %6 ile kapıda ödeme, %5 ile havale ve EFT ve %1 ile sanal kartlarla yapılan ödeme takip ediyor.

Okumaya devam et “Platin Dergisi – E-Ticaret Röportajım”

PayU Türkiye, 2013’ün İlk Yarısında 1000 Üye İşyeri Hedefliyor [Röportaj]

Sosyalmedya.co’da yayınlanan röportajımın bir kısmına aşağıdan da ulaşabilirsiniz.

Türkiye’de online ödeme sistemleri sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye’de ödeme sistemleri sektörü, getirdiği kolaylık ve güvenlik avantajlarıyla hem e-ticarete ivme kazandıran hem de hızla büyüyen e-ticaret pazarından güç alarak kendisi de her geçen gün gelişen bir sektör olarak dikkat çekiyor.  Türkiye’de ödeme sistemleri sektörüne baktığımızda farklı iş modellerine ve farklı teknolojilere odaklanan oyuncular olduğunu görüyoruz. Önümüzdeki dönemde ödeme sistemleri sektöründe rekabetin ve ticaret hacimlerin daha da artacağını söyleyebiliriz.

Türkiye’de online ödeme sistemleri alanında iki temel sorun olduğunu söyleyebiliriz: Birincisi işletmelerin sanal POS alıp e-ticarete başlayamaması; ikincisi ise e-ticaret yapan küçüklü büyüklü birçok firmanın karşılaştığı ters ibraz (chargeback) sorunu.

Sektörle ilgili sürekli ‘büyüme’ ve ‘patlama’ haberleri okuyoruz. Herşey bu kadar mükemmel mi gerçekten? Sizce sektördeki en büyük sorun ne?

Şimdiye kadar yüzlerce işletme ile görüşme fırsatımız oldu. Bu görüşmelerden elde ettiğimiz içgörülerden hareket ederek Türkiye’de online ödeme sistemleri alanında iki temel sorun olduğunu söyleyebiliriz: Birincisi işletmelerin sanal POS alıp e-ticarete başlayamaması; ikincisi ise e-ticaret yapan küçüklü büyüklü birçok firmanın karşılaştığı ters ibraz (chargeback) sorunu.

Sizin bu konuda sunduğunuz çözüm nedir?

Dünyanın en önemli medya ve e-ticaret markalarını bünyesinde bulunduran Naspers’ın bir iştiraki olan ve halihazırda 9 ülkede faaliyet gösteren PayU olarak Türkiye’de bu iki temel sorunu çözmek için organizasyonumuzu, ürün ve hizmetlerimizi şekillendirdik. Sanal POS çözümleri (6 bankanın POS’una tek günde sahip olma imkanı), gelişmiş sahtecilik (fraud) önleme filtreleri, 7 gün 24 saat hizmet veren uzman sahtecilik izleme ekibi ve daha birçok servisle e-ticaret sektörünün güvenilir iş ortakları arasında yer almak için var gücümüzle çalışıyoruz. Buna ek olarak, bankalarla yapacağımız kampanyalarla bizimle çalışan üye işyerlerinin ticaret hacimlerine katkıda bulunurken, gerçekleştireceğimiz yoğun iletişim çalışmaları ile de işyerlerinin bilinirliklerini artıracağız. Ayrıca PayU Türkiye olarak ilerleyen aylarda sunacağımız yeni servislerimizle de e-ticaret sektörünün gelişmesine katkıda bulunmayı planlıyoruz.

Sanal POS çözümleri (6 bankanın POS’una tek günde sahip olma imkanı), gelişmiş sahtecilik (fraud) önleme filtreleri, 7 gün 24 saat hizmet veren uzman sahtecilik izleme ekibi ve daha birçok servisle e-ticaret sektörünün güvenilir iş ortakları arasında yer almak için var gücümüzle çalışıyoruz.

 

Peki sizce Türkiye pazarına yabancı yatırımcıların ilgisi nasıl?

Türkiye’deki ödeme sistemleri sektörü sergilediği hızlı büyüme ve sahip olduğu potansiyel ile global pazarda da dikkat çekiyor. Türkiye pazarına yabancı yatırımların ilgisi ve pazardaki oyuncuların halihazırdaki rekabeti de bunun iyi bir göstergesi.  BKM verilerine göre Haziran ayı itibarı ile Türkiye’de 53 milyon kredi kartı ve 87 milyon banka kartı var. Bu oldukça iyi bir rakam. Ödeme sistemleri alanında yeni teknolojilerin kullanıldığı oldukça gelişmiş bir altyapımız var. Bu altyapı genç nüfus ve yukarıda da belirttiğimiz kart rakamları ile harmanlandığında Türkiye’yi eşsiz bir pazar haline getiriyor. Diğer taraftan Avrupa’ya kıyasla yeni iş modellerini hayata geçirmek konusunda da oldukça iddialı olduğumuzu söyleyebilirim. Türkiye’nin ödeme sistemleri alanında oldukça gelişmiş bir ülke olduğunun bir göstergesi de geçtiğimiz aylarda, Garanti Ödeme Sistemleri Genel Müdürü Mehmet Sezgin’in İspanya’nın ikinci en büyük bankası BBVA’nın Global Ödeme Sistemleri’nin başına geçmesidir. Emininiz BBVA, Mehmet Sezgin’in tecrübelerinden oldukça faydalanacaktır.  Benzer haberleri ilerleyen yıllarda da sıklıkla duymayı umuyoruz.

Ödeme sistemlerinin geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Elektronik ticaretin geleceğinin mobil cihazlar üzerinde olacağına inanıyoruz. Mobile yönelik geliştirdiğimiz çözümlere ek olarak, web üzerinde dönüşüm oranını artırıcı birçok çalışma ile de sektöre destek olacağız.

Akıllı telefon erişimine (penetrasyon) rağmen mobil cihazların, kullanıcıların web’de yaşadığına benzer bir deneyim sunabilmesi halen mümkün değil. Bu noktada ödeme sistemlerine ve tek tıkla ödeme kavramına büyük iş düşüyor. Burada ödeme sistemleri yine kaldıraç vazifesi göreceklerdir.

Ancak mobil cihazlar üzerinden gerçekleşecek e-ticaretin gelişip olgunlaşması için daha vakit olduğunu düşünüyoruz. O açıdan şu an Türkiye online ödeme sisteminde yukarıda belirttiğimiz iki sorunun çözümlenmesinin daha önemli ve öncelikli olduğunu biliyor ve hazırlıklarımızı buna göre yapıyoruz.

Hangi bankalar ile anlaşmanız var?

PayU Türkiye olarak Türkiye’nin önde gelen banka ve lisansör kuruluşlarıyla yaptığımız işbirlikleriyle sektöre yenilikçi bir hizmet anlayışı getiriyoruz. Visa ve Mastercard gibi lisansör kuruluşların yanı sıra Akbank, İş Bankası, Yapı Kredi, Ziraat Bankası, Finansbank, Denizbank, Garanti ve Bank Asya gibi Türkiye’nin önde gelen bankalarla işbirliği halindeyiz. Bu sayıyı yakın zamanda artırmayı planlıyoruz.

PayU’yu kaç iş yeri ve kaç kişi kullanıyor?

PayU olarak şu an dünyanın 9 ülkesinde faaliyet gösteriyor ve 15 binin üzerinde online işletme ile çalışıyoruz. PayU Türkiye olarak sadece Türkiye’deki ihtiyaçlara odaklanıp, bunları karşılamak için faaliyetimize başladık ve ciddi bir yazılım geliştirme döneminin ardından sistemlerimizi 2 ay önce devreye aldık. Kısa sürede 60’den fazla işyeri ile aktif olarak çalışmaya başladık. 200’den fazla işyeri ile de sözleşmemizi imzaladık. Elektronik ticaret yapmak isteyen işletmelerin hızlı bir şekilde bu dünya ile tanışmasına olanak sağlıyoruz. Türkiye’de e-ticaret yapan her firmaya temas ederek, havayolu taşımacılığı şirketlerinden özel alışveriş kulüplerine, turizm şirketlerinden pazar yerlerine (marketplaces) kadar herkes ile çalışmak istiyoruz. Türkiye’de MasterCard ve VISA’nın yasakladığı kategoriler dışında kalan şirketlerle çalışıyoruz. Markafoni, Zizigo, Misspera ve Ucuzu.com gibi aktif olarak çalıştığımız ve çalışmak için görüştüğümüz birçok önemli şirket var.

Sizi diğer ödeme sistemlerinden farklı kılan nedir?

MasterCard ve VISA’dan aldığımız izinler kapsamında e-ticaret yapan veya yapmak isteyen işletmelere tek sözleşme ile altı bankanın sanal POS’una bir günde ulaşma imkanı tanıyoruz. 100’ü aşkın sahtecilik (fraud) önleme filtresi, PCI DSS ve SSL sertifikalarına sahip ödeme sayfaları, 7 gün 24 saat hizmet veren sahtecilik konusunda uzman ekibimiz ve işletmelerin ödeme süreçlerindeki risklerini (chargeback) en aza indirirken PayU’ya üyelik gerektirmeyen ödeme sayfalarımız ile üye işyerlerinin, müşterilerine kesintisiz alışveriş deneyim sunmasını sağlıyoruz.

Gelişmiş sahtecilik (fraud) önleme filtrelerimiz ve 7 gün 24 saat hizmet veren uzman sahtecilik izleme ekibimiz bulunuyor. Böylelikle e-ticaret şirketlerinin risklerini (chargeback) en düşük seviyeye indiriyoruz. İşyerlerimize bu modeli sunarken işyerlerinin PayU sanal POS’ları ile çalışması zorunluluğunu aramıyoruz. Dileyen her işletmenin bu hizmetlerden yararlanmasına olanak sağlıyoruz.

2013 hedefleriniz nelerdir?

Hedefimiz Türkiye e-ticaret sektörünün en güvenilen iş ortağı olup sunduğumuz katma değerlerle sektörü daha da ileriye taşımak. Türkiye’de elektronik ticaret yapan, yapmak isteyen hemen herkese temas ederek, iş yapış şekillerini ileriye taşımak arzusundayız. 2013’ün ilk yarısında üye işyeri sayımızın 1000’i geçmesini hedefliyoruz.

Türkiye’de E-Ticaret Pazarı ve PayU Türkiye – Webrazzi Röportajım

Bu röportaj 11 Ekim tarihinde Webrazzi’de yayımlanmıştır.

Fırat Demirel: Merhaba Emre Bey, kısaca kendinizden ve kariyerinizin sizi nasıl e-ticarete yönlendirdiğinden bahseder misiniz?

Emre Güzer: Çalışma hayatıma 2001 yılında Pamukbank’ta başladım. 2002 ve 2004 yılları arasında özel bir asistans şirketinde Boyner Backup kartın doğuş sürecinde yer aldım. 2004 yılında Garanti Bankası bünyesinde profesyonel anlamda Elektronik Ticaret’le tanıştığımda sektörün henüz emekleme aşamasında bile olmadığını söyleyebilirim.

Türkiye’nin köklü e-ticaret işletmelerinin henüz başa baş noktalarına ulaşamadığı dönemlerdi bu dönemler. İş modelinin büyük resmini çekmemde yardımcı olan ve tanıdığım en vizyoner insanlardan Savaş Şakar’la birlikte çalışıyor olmam benim için büyük şanstı. Nitekim Garanti Bankası serüveninin ardından, birlikte o dönemin en büyük ilaç deposunda çalışmaya başladık. 2005 yılında eczanelerden tek tuşla otomatik sipariş oluşturabileceğiniz sistemler kurduğumuzda şirketin B2B platformunun cirosu toplam cirosunun içerisinde yanlızca yüzde 1,5 idi. Yüzde 7’lik pay ile bıraktığımız B2B platformunun aylık cirosu şimdilerde en büyük B2C cirosuna eşdeğer seyrediyor. O dönem şirket ihtiyaçlarına göre yeniden şekillendirerek uygulamaya aldığımız CRM platformu şirketin tüm fonksiyonel departmanlarınca benimsenmiş ve halen faaliyetine devam ediyor.

F. Demirel: Bahsettiğiniz gibi e-ticaretle ilişkiniz pazarın ilk dönemlerine uzanıyor. Pazar büyürken siz neler yaptınız?


E. Güzer:
2007 yılında Teknoloji Holding bünyesinde faaliyet gösteren Embrio projelerinden olan, TIO bünyesinde dünyada satın alma fonksiyonunu kendi üzerinde barındırabilen “ilk ve tek” fiyat kaşılaştırma sitesi projesinde aktif olarak rol aldım. Bu zaman zarfında yapay sinir ağları ile ürün/kategori eşleştirililebilmesi amacı ile; Tübitak ve TTGV’nin desteklediği “E-Ticaret’te yapay zekaya dayalı güvenli veri tabanı entegrasyonu” projesinde çalışma imkanı buldum.

2008 yılında Garanti Ödeme Sistemleri’ne geri döndüğümde, BonusPay, yeni Garanti Sanal POS, alternatif doğrulama ve ödeme yöntemleri projeleri yöneticiliği yapma fırsatı buldum. Sektörün irili ufaklı birçok işletmesi ile bir araya gelerek gerek iş modellerinin iyileştirilmesi gerekse yaşadıkları fraud (sahtekarlık) risklerini minimize edebilmek maksadıyla danışmanlık faaliyetleri yürüttüm. Bu zaman zarfında BKM (Bankalararası Kart Merkezi) eğitimleri başta olmak üzere birçok üniversite ve eğitim kurumunda Elektronik Ticaret iş modelleri, fırsatlar ve ödeme sistemleri eğitimleri verdim. Sektöre yeni giren oyuncuların ilk uğrak noktasının bankalar olduğunu düşündüğünüzde şimdilerin popüler oyuncularının neredeyse tamamıyla henüz doğmadan önce tanışma, kampanyalar düzenleme ve gelişimlerine kendi gözlerimle tanıklık etme şansı yakaladım.

Eylül ayı itibariyle Naspers’ın global ödeme sistemi PayU ile kariyerimi birleştirme kararı aldım.

F. Demirel: Naspers’a girmeden önce bankaların e-ticaretin yükselişini nasıl gördüğünü sormak istiyorum?

E. Güzer: Türkiye’de Elektronik Ticaret’e ilk yatırım bankalar tarafında yapıldı. Uzun yıllar bankalar ve online işletmeler tüketiciyi tanımaya, online alışverişe özendirmeye çalıştı. Bazıyanlışlar da yapıldı tabi, mesela bir banka seneler önce “sanal kart” lansmanında, -internet üzerinden yapılan en güvenli alışveriş budur” argümanı ile çıktığında, yeni yeni oluşmaya başlayan, kredi kartı ile online ödeme alışkanlığı yara aldı. Bu durum sektörün büyük oyuncuları tarafında da tepkiye yol açtı.

Türkiye’de Online Ödeme Sistemleri – PayU Türkiye Röportaj

Sosyalmedya.co’da yayınlanan,“Online Ödeme Sistemlerini 2012’de Neler Bekliyor?” başlıklı dosya konusuna gönderdiğim içeriğin tamamını aşağıda bulabilirsiniz.

Online Ödeme sistemlerinin Türkiye pazarındaki durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye, bankacılık ve ödeme sistemleri konusunda Avrupa’nın birçok ülkesinden daha inovatif çözüm ve yaklaşımlara sahip bir ülke. Hatta Elektronik Ticaret’e ilk yatırımı yapan kurumun bundan yaklaşık 12 yıl once yine bankalar olduğunu söyleyebiliriz. Bugün baktığımızda sektörün yükünün tamamına yakınının yine bankalar üzerinde olduğunu görüyoruz. Burada kart kullanım alışkanlıkları, sadakat programları ve Avrupa’da bir örneğini daha göremeyeceğiniz taksit kültürünün payı büyük.

Tüm bunlara rağmen, özellikle son yıllarda Elektronik Ticaret sektöründe yaşanan gelişmelere bankaların genel müdürlük birimlerince cevap verilse de, sektör paydaşlarıyla direk iletişim halinde olması öngörülen şubeler tarafında aynı hızla hareket edilemedi. Bu da birçok işletmeyi zorlu bir sürecin beklemesi anlamına geliyordu. Öyle ki bugün web siteniz üzerinde taksit yapmak istediğinizde 4-5 bankayla anlaşmak, farklı çalışma koşulları ile faaliyetinize başlamak zorundasınız. Bu süreç sadece küçük işletmelerce yürütülmesi zor gibi gözükse de, birçok orta ve büyük ölçekli firma da benzer zorluklar yaşıyorlar. Örn; Groupon TR faaliyetine başlarken büyük bir bankanın şubesini ikna edememiş ve ilgili bankadan sanal pos alamamıştı. Daha sonra ilgili şubenin pişman olduğunu söylemeye gerek yok tabi.

Bundan yaklaşık 6 yıl önce Garanti Bankası ile Sanal POS altyapısı üzerinde entegre çalışan Mobil Ödeme projesini deneyen Turkcell, gerek projenin sanal pos’a olan bağlılığından gerekse o dönemde sektörün  böyle bir ödeme aracına ihtiyaç duymamasından dolayı projeyi rafa kaldırmıştır. Daha sonra bu yöntem yerini, 35 TL’ye kadar cep telefonu numaranız ile ödeme yapabildiğiniz Mikro Ödeme’ye bırakmıştır. Bununla birlikte geçtiğimiz yıl Türkiye’de faaliyetine başlayan PayPal, Eylül ayı itibariyle Türkiye pazarına girdiğini duyuran PayU ve yeni oluşumlar, 2012 yılında doğuşuna tanıklık edeceğimiz katma değerli servislerin habercileridirler.

Konuyla ilgili sektörü ileri taşımaya yönelik çok büyük bir rolü olduğunu düşündüğüm BKM’de (Bankalararası Kart Merkezi) Genel Müdür Sn. Soner Canko ve ekibi ile yaptığım toplantıda oldukça heyecan verici oluşumların haberini alma fırsatı yakaladım. Sektöre ilişkin özellikle bankalar, operatörler ve alternatif ödeme sistemleri tarafında atılan adımların tek bir merkezden kontrol edilerek, süzgeçten geçirilmesi son kullanıcı tarafında oluşabilecek yanlış anlaşılmaların önüne geçiyor olacaktır. Örn; Turkcell yaklaşık 4 ay önce CepTParacard’lar ile internet üzerinden alışveriş yapabileceğinize dair bir SMS gönderdi. Oysa; bu kartlarla sadece “3D Secure” altyapısı ile provizyon alınabiliyor ve birçok online işletme pre-paid ve debit kartları henüz bu sisteme yönlendiren altyapıları geliştirmedi. Dolayısıyla internet üzerinden alışverişe yönlenebilecek 100.000 genç kullanıcı kötü bir deneyim yaşamış oldu.

Bununla birlikte havale, eft ve kapıda ödemeyi de artık online ödeme araçları arasına eklememiz gerekiyor.

Türk tüketicisinin online ödeme sistemlerine verdiği tepki nasıl?

Ödeme sistemleri söz konusu olduğunda tüketicileri ikiye ayırmak ve bu şekilde aksiyon almak lazım. Bunlardan ilki, katma değerli servisler sunmak zorunda olduğunuz, bunu yaparken fiyat, esneklik, taksitli satış, fraud (sahtekarlık) monitoring servisleri ve ekibi ile birlikte inovatif çözümler sunmanız gereken online web siteleri. Diğer tarafta da bu web sitelerinden güvenli ve hızlı bir şekilde alışveriş yapmak isteyen son kullanıcılar var. Bunlardan sadece bir tanesini hedefleyen bir ödeme sisteminin başarılı olma şansını düşük görüyorum.

Son kullanıcı tarafında, en uygun ödeme alternatiflerini sunan argümanların sıklıkla tercih edildiğini görüyoruz. Bu yüzdendir ki cironun yaklaşık %80’i kartlı ödeme sistemleri üzerinde gerçekleşiyor. Havale ve EFT’nin oranı %4-5 seviyelerindeyken kapıda ödeme cirosunun %13 seviyelerinde olduğunu görüyoruz. Diğer taraftan özellikle sepet ortalaması 12 TL’yi geçmeyen oyun ve içerik satışlarında mikro ödeme yöntemi ile yapılan ödemeler hatırı sayılır hacimlere ulaştı. Henüz banka müşterisi olmayan gençleri de bu eko-sistem içerisine dahil edebiliyor bu yöntem.

Sizce pazar 2012’de nasıl olur? Hem Türkiye hem de globalde… Öngörüde bulunabilir misiniz?

2012 yılında öncelikle bankaların kendi alternatif ödeme sistemlerine ağırlık vereceklerini düşünüyorum. Garanti Bankası’yla birlikte tanıştığımız BonusPay’in alternatifi ürünleri diğer bankalar da devreye alıyor olacaklar. İlk yatırım da FinansBank’tan geliyor olacak. Bu sistemleri sanal pos zorunluluğundan kurtarıp, alternatif bir ödeme sistemi olarak konumlandırabilirlerse penetrasyonlarını da artıracaklardır. Aksi durumda bu ürünleri kullanmak isteyen kullanıcılar yine zorlu bir Sanal POS süreci ile karşılaşacaklar.

Alternatif ödeme sistemlerine baktığımızda ki bu yöntemler sektörün hak ettiği hacimlere ulaşabilmesi için kaldıraç vazifesi göreceklerdir; 2012 yılında en az 5 yüksek bütçeli, güvenilirliğini yurtdışında da kanıtlanmış yöntemin Türkiye’de faaliyetine devam edeceğini düşünüyorum. Yeni tanışacağımız katma değerli servislerle birlikte, 3 dakikada web sitesi açarak, gerek web sitesi üzerinden gerekse mobil cihazlardan taksitli satış yapabileceğiniz sistemlerle tanışacağız.

Türkiye Elektronik Ticaret pazarına baktığımızda ise; 2011 yılı için 21 mia TL, 2012 yılında ise; 25 mia TL’lik bir hacim bekliyorum. Sevindirici haber bu rakamların içerisindeki gerçek e-ticaret cirosu’ndaki artışta olacak. İşletmelerin fiziksel cirosunun içerisindeki e-ticaret payını tartıştığımız günler yerini e-ticaret cirosu içerisindeki mobil ciro payını tartıştığımız günlere bırakıyor olacak. Kullanıcılar arasında yapılan para transferleri, fiziksel dünya ile online dünya yakınsaması konusunda büyük gelişmeler yaşanacak, hatta Facebook vb. platformlarda kullanılan sanal para’ların pre-paid kartlar ile fiziksel dünyaya indiğini göreceğiz.

PayU olarak Türk pazarında ne hedefliyorsunuz?

Elektronik Ticaret yapmak isteyen işyerlerini hızlı bir şekilde bu eko-sisteme dahil etmek istiyoruz. İşletmeler PayU ile sözleşme imzalayarak PayU API’sini sistemlerine entegre ettiklerinde tüm banka kredi kartlarına taksit yapabilecekleri gibi, ilerleyen dönemlerde alternatif birçok ödeme yöntemini de yine aynı API yardımıyla kullanabiliyor olacaklar.  Son kullanıcılarına alışık oldukları şekilde kredi kartı bilgilerinin girilmesi suretiyle alışveriş yaptırabilecekleri gibi, PayU kullanıcı adı ve şifresi ile ödeme imkanı da sağlayabilecekler. Ürün/hizmet satın alan kullanıcı tarafında da hızlı ve güvenilir bir ödeme altyapısı vaad ediyoruz tabi. Tüm bunlara ek olarak gerçekleşen siparişler PayU fraud (sahtekarlık) filtrelerinden geçerek 7/24 PayU’nun fraud ekibi tarafından incelenecek, gerekirse işyeri ile irtibata geçerek, yüksek skorlu siparişlerin iptali sağlanıyor olacak. Bu konuda Türkiye’nin en aktif bankasının Fraud Yöneticisi PayU için, sadece elektronik ticaret yapan işletmelerin işlemlerini inceliyor olacak.

Kısaca; İşyerlerinin core business’larına daha fazla efor sarfetmesi gerektiğine inanıyor ve ödemeye ilişkin tüm süreci outsource etmeleri gerektiğini düşünüyoruz.